Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/16315 E. 2014/7715 K. 27.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/16315
KARAR NO : 2014/7715
KARAR TARİHİ : 27.03.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/177235
Mahkemesi : Doğubayazıt 1. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 22/03/2012
Numarası : 2009/5-2012/188
Sanıklar : 1-Süleyman Coşgun 2-S.. Ö..
Suç : Taksirle öldürme

Taksirle öldürme suçundan sanıkların beraatine ilişkin hüküm, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık S.. C..’un kadın doğum uzmanı, sanık S.. Ö..’in ebe olarak görev yaptıkları Doğubayazıt Devlet Hastanesi’ne 03.08.2008 günü saat 16.00 sıralarında müracaat eden katılanın saat 00.30 sıralarında ebe Sibel tarafından normal doğum yoluyla bebeğinin doğurtulduğu, bebeğin doğumdan sonra sanık ebenin savunmasına göre kordon dolanması nedeniyle masanın üzerine konulduğu, sanık S.. C..’un hastane lojmanında oturması nedeniyle kısa bir süre içinde nöbetçi olmamasına rağmen ebe tarafından haberdar edilmesi üzerine sanığın gelip bebeğe canlandırma işlemi yaptığı ve bu sırada bebeğin masadan düştüğü olayda;
Trabzon Adli Tıp Kurumu’nca 04.08.2006 tarihinde yapılan klasik otopside, otopsi bulgularına göre yeni doğanın canlı doğmuş olduğu, ölümünün künt kafa travmasına bağlı beyin kanaması sonucu meydana geldiğinin, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 1. İhtisas Kurulu’nun 19.10.2011 tarihli raporunda ise otopside saptanan beyin kanamasının bebeğin zorlu doğumu sırasında oluşabileceği gibi düşmeyle de oluşabileceği, bebeğin canlı doğduğu veya solunumunun olmayıp dolaşımının bulunduğu durumda ya da resüsitasyonla (yeniden canlandırma işlemi) yalnızca dolaşımının sağlanması durumunda, peri-mortem (ölümün hemen öncesi, sırası, hemen sonrası) bir travmayla da otopside belirtilen miktar ve nitelikte beyin kanaması olmasının beklenebileceği, benzer şekilde uygun resüsitasyonla akciğerlerin havalanmasının sağlanabileceği de bilindiğinden otopside tanımlanan akciğer bulgularının da canlı doğumun kesin kanıtı olmadığı, bu duruma göre çocuğun canlı olarak doğup doğmadığının belirlenemediği, beyin kanamasının doğum travması sırasındaki travma ile mi yoksa künt travma ile mi oluştuğunun ayrımı yapılamadığından masanın kırılması olayı ile ölüm arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının belirlenemediğinin belirtildiği, katılanların beyanlarında bebeğin canlı olarak dünyaya geldiği ve bebeğin masaya alındıktan sonra yere düşürüldüğü iddiaları dikkate alındığında, maddi gerçeğin hiç bir kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkartılması ve raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi bakımından Adli Tıp Genel Kurulundan bebeğin ölüm nedeninin belirlenmesi ve olayda sanıkların kusurlarının bulunup bulunmadığına ilişkin rapor alınmasından sonra hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca tebliğnamedeki isteme uygun olarak BOZULMASINA, 27.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.