Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/16069 E. 2014/26091 K. 19.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/16069
KARAR NO : 2014/26091
KARAR TARİHİ : 19.12.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/171141
Mahkemesi : Adalar Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 10/04/2012
Numarası : 2011/106-2012/30
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık hakkında önceden verilmiş hüküm bulunduğundan davanın reddine ilişkin hüküm, katılan vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanığın, Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu Başkanlığı’nın 31/03/1984 gün ve 234 sayılı kararı ile tescilli Marmara Takım Adaları doğal ve kentsel sit alanı içerisinde yer alan suça konu taşınmazın 27/07/2009 tarihi itibariyle hisseli maliki olduğu, Adalar Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü görevlilerince yapılan kontrollerde, betonarme karkas imalatı bitmiş, ince işleri devam eden 3 katlı binada onaylı proje harici ilave çatı arası ile ilave balkonlar yapıldığı ve arka bahçede hafriyat oluşturulduğu belirlenerek 01/04/2010 tarihli yapı tatil tutanağı düzenlenmek suretiyle inşaatın mühürlendiği, sözü edilen tutanağa dayanılarak sanık hakkında 07/05/2010 tarihli iddianame ile “3 katlı taşınmazın tasdikli projesine aykırı olarak çatı arası ilavesinin yapıldığı, bina arka cephelerine balkon ilave edildiği” iddiasıyla dava açıldığı, Adalar Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/49 esas 2010/136 karar sayılı dosyası kapsamında yapılan yargılama sonunda 26/10/2010 tarihinde sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği;
İstanbul V Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’ne sunulmak üzere Kurul uzmanlarınca düzenlenen 21/02/2011 tarihli rapor ile, taşınmaz üzerindeki uygulamanın onaylı vaziyet planına göre yapılmadığı, ayrıca iskele inşa edildiği belirlenerek suç duyurusunda bulunulması üzerine sanık hakkında 21/11/2011 tarihli iddianame ile inceleme konusu davanın açıldığı, sanığın aşamalarda verdiği ifadelerde, Adalar Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/49 esas 2010/136 karar sayılı dosyası kapsamında yargılandıktan sonra hiçbir inşai faaliyette bulunmadığını, binayı satın aldığında iskelenin de mevcut olduğunu, bina yapılmadan önce iskelede tadilat gerçekleştirildiğini, ancak eski iskeleye göre biraz daha büyük yapıldığını, yapı tatil tutanağı düzenlendiği tarihte iskelenin mevcut haliyle bulunduğunu beyan ettiği, 01/04/2010 tarihli yapı tatil tutanağını düzenleyen tutanak tanıkları M. T..ve C.K..’in kovuşturma aşamasında verdikleri ifadelerde, yapı tatil tutanağını düzenledikleri tarihte iskelenin mevcut olduğunu, ancak ölçülerine ilişkin bilgi sahibi olmadıklarını, iskele ile ilgili şikayet olmadığından detaylı ölçüm yapmadıklarını söyledikleri, olay yerinde yapılan keşif sonrası mimar bilirkişi tarafından düzenlenen 02/04/2012 tarihli raporda, suça konu iskeledeki inşai faaliyetin 22/05/2008 ve 15/06/2010 tarihleri arasında yapılarak tamamlandığının belirtildiği;
Sanık hakkında, 07/05/2010 tarihli iddianame ile açılan davada, sit alanı içerisinde mevcut bina üzerinde gerçekleştirilen inşai faaliyetin yargılama konusu edildiği, belirtilen dava kapsamında iskeledeki müdahaleye yönelik herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, inceleme konusu davanın ise Kurul uzmanlarınca 21/02/2011 tarihinde düzenlenen rapora istinaden açıldığı, sözü edilen rapora esas incelemenin, sanık hakkında ilk iddianame tanzim edildikten sonra yapıldığı, her ne kadar sanık suça konu iskelenin, 01/04/2010 tarihli yapı tatil tutanağı düzenlenirken mevcut haliyle bulunduğunu, sonradan iskele üzerinde inşai müdahale gerçekleştirmediğini savunmuş ise de, gerek tutanak tanıklarının, mevcut olan iskelenin ölçülerine ilişkin bilgi sahibi olmadıklarını beyan etmeleri, gerekse bilirkişi raporunda ilk iddianame tarihi olan 07/05/2010 tarihinden sonra 15/06/2010 tarihine kadarki sürecin iskele üzerindeki müdahalenin yapım tarihi olarak belirtilmesi karşısında, iskelenin büyütülmesine yönelik faaliyetin 07/05/2010 iddianame tarihinden sonra yapılıp yapılmadığı hususunda tereddüt bulunduğu anlaşılmakla;
Olay yerinde mimar ve inşaat mühendisi bilirkişiler refakate alınmak suretiyle yeniden keşif yapılıp, dosya içerisinde mevcut tüm beyan, bilgi, belge ve fotoğraflar da değerlendirilerek, kullanılan malzemelerin cinsi, yıpranma durumu, renk solmaları gibi teknik verilerden yararlanılmak suretiyle, suça konu iskele üzerinde gerçekleştirilen inşai faaliyetin yapım zamanının, 07/05/2010 iddianame tarihinden önce yapılıp yapılmadığının her türlü şüpheden uzak şekilde gerektiğinde iskeleyi yapan işçilerde dinlenerek ve malzeme faturaları araştırılarak tespiti ile sonucuna göre inceleme konusu davanın mükerrer olup olmadığı hususunda varılacak kanaate göre hüküm tesisi gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 19/12/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.