YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/16068
KARAR NO : 2014/9575
KARAR TARİHİ : 17.04.2014
Tebliğname no : 12 – 2012/258516
Mahkemesi : İstanbul 35. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 05/07/2012
Numarası : 2008/842 – 2012/1354
Suç : Taksirle öldürme
Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık müdafinin duruşmalı inceleme isteminin, tayin olunan cezanın 3 yıl 4 ay hapis cezasından ibaret olması nedeniyle 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan, 1412 sayılı CMUK’un 318/1 ve 5271 sayılı CMK’nın 299. maddeleri uyarınca reddine karar verilerek, dosya üzerinde yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin sair temyiz itirazları ile katılanlar vekilinin suçun kasten işlendiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Alüminyum doğrama işi yapan sanığın, bir okulun pencere tamir işini aldığı, öleni de yardımcı eleman olarak çalıştırdığı, ölene okul bahçesindeki aracın içinde bulunan 42×90 cm ebadında ve 4 mm kalındığında iki camı okula taşıması talimatı vermesi üzerine, ölenin elindeki cam ile okula girip merdivenlerden çıktığı sırada ayağı takılıp elindeki camların düştüğü, ölenin de kırılan camların üzerine düşerek boynundan şah damarının kesilmesi nedeni ile yaralandığı ve koşarak sanığın yanına gittiği ve sanık tarafından özel bir polikliniğe götürülüp, yapılan ilk müdahaleden sonra devlet hastanesine sevk edildiği ve burada kurtarılamayarak ölmesi ile sonuçlanan olayda;
Her ne kadar sanıktan yaptığı işle ilgili olarak Ağır ve Tehlikeli İşler Yönetmeliği ile 31.05.2009 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Ağır ve Tehlikeli İşlerde Çalıştırılacak İşçilerin Mesleki Eğitimlerine Dair Tebliğ şartlarına uyması beklenmese bile yanında yeni işe aldığı ölene iş eldiveni ve camların düşme ve kaymasını önleyecek tedbirleri almasını sağlaması gerektiği gözetilip sanığın dikkatsiz ve özensiz hareketi ile tali derecede kusurlu olduğunun kabulü ile alt sınırdan ceza tayin edilmesi gerekirken takdirde hataya düşülerek fazla cezaya hükmedilmesi,
2- 5237 sayılı TCK’nın 50. maddesinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılması gerektiği, dosya içeriğine göre, meydana gelen olayda sanığın, tali kusurlu olduğu olay sonrası öleni önce semt polikiliniğine oradan da hastaneye götürüp tedavisi ile ilgilendiği, duruşma tutanaklarına yansıyan olumsuz bir davranışının bulunmadığı gibi, mahkemece “geçmişi, sosyal ilişkileri fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları” gözetilip cezasından TCK’nın 62. maddesi ile cezasından indirim yapıldığı halde “suçun incelenmesindeki özellikler” şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanığın asli kusurlu kabulü ile 5237 sayılı TCK’nın 50/4. maddesi uyarınca hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmemesi,
Kabule göre de;
Taksirli suçlarda uygulama olanağı bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında TCK’nın 53/1. maddesi gereğince hak yoksunluğuna hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; 17/04/2014 tarihinde bir nolu bozma kararında oyçokluğuyla diğer bozma sebeplerinde oybirliğiyle karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Sanık M.. E..’in alüminyum doğrama işi yaptığı, olaydan 4-5 gün önce olayın meydana geldiği meslek lisesinin pencere tamir işi için okul müdürü ile anlaştığı, okul müdürünün makam odasındaki dolabın camının kırık olduğunu ve değiştirilmesini de istediği; ölen Güven’in 18 yaşında ve Şişli Lisesi 3. Sınıf öğrencisi olup, sanık ile ölenin ve ailesinin 5 yıl kadar öncesinden beri tanıştıkları, sanığın ölenin talebi üzerine ona uygun iş oldukça telefonla arayıp öleni işe çağırdığı, olaydan bir gün önce de ölene iş olduğunu söylediği, olay günü ölen ve sanığın pimapen malzemelerini alıp sanığın idaresindeki araçla okula gittikleri, sanığın müdür odasındaki dolaba takılacak 42×90 cm ebadında 4 mm kalınlığındaki 2 adet dolap camını ölene verip, müdür odasına çıkmasını, kendisinin de araçtaki malzemeleri düzeltip geleceğini söylemesi üzerine, ölenin 2 parça dolap camını alıp okul binasına girdiği, tanık M.. D..’in anlatımına göre ölenin iki adet camla 1. Kat merdiveninin ortalarına geldiği sırada ayağının takılması üzerine elindeki camların düşmesi sonrası ölenin camların üzerine düşerek boynundan yaralandığı ve kalkıp koşarak binadan çıkıp okul bahçesindeki sanığın yanına gidip yaralandığını söylediği ve sanığın da öleni ilk etapta semt polikliniğine, oradan da sevk edildiği hastaneye götürdüğü ancak boyun damarının kesilmesi nedeniyle kurtarılmadığı olayda;
Dosya içerisinde bulunan ölü muayene tutanağındaki tespitlere göre ölenin 180-185 cm boyunda 75-80 kg ağırlığında 20 yaş civarında olduğunun belirlendiği, sanığın müdüre ait makam odasındaki dolaba takılacak 2 adet 42×90 cm ebatlarındaki 2 adet camı ölene verdiği, 2 adet camın ebatları ve ağırlığı dikkate alındığında bu vücut yapısı ve yaşındaki ölenin camları taşıyamayacağı veya taşınması için özel bir önlem alınması gerektiğini ileri sürmenin hayatın olağan akışı ile bağdaşmayacağı gibi yapılan bu işte 2 parça camı taşıyan birine işverenden yardımcı görevlendirilmesini beklemek ya da olayın meydana gelmesini önleyecek önlem almadın şeklindeki bir gerekçeyle kusur yüklenmesinin de isabetli olmadığı dolayısıyla sanığın kusuru bulunmayan bu olay nedeniyle beraati gerekirken mahkumiyetine ilişkin kararın onanması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım.