Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/15779 E. 2014/7263 K. 24.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/15779
KARAR NO : 2014/7263
KARAR TARİHİ : 24.03.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/168640
Mahkemesi : Ankara 12. Sulh Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 16.01.2012
Numarası : 2011/12-2012/7
Suç : Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması

Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
İki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmeyeceği ve sınırlı bir dinleyici çevresi dışına çıkmayacağı yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, herhangi bir aracı vasıta olarak kullanmadan, yüz yüze gerçekleştirdikleri, ancak özel bir çaba gösterilerek duyulabilecek, aleni olmayan, söze dayalı, sesli düşünce açıklamalarının, konuşmanın tarafı olmayan kişi veya kişilerce, ilgilisinin rızası olmaksızın, elverişli bir aletle (sesli bir açıklamayı kuvvetlendirerek veya naklederek onu ses alanının dışına çıkartıp doğrudan doğruya algılanabilir hale getirmeye yarayan her türlü düzenekle) dinlenmesi veya akustik olarak tekrar dinlenebilmesi imkanını sağlayan bir aletle kaydedilmesinin TCK’nın 133/1. maddesinde; en az üç veya daha fazla kişinin, yüz yüze gerçekleştirdikleri, aleni olmayan, söze dayalı düşünce aktarımlarının, söyleşinin tarafı olan kişi veya kişilerce, ilgililerinin rızası olmaksızın, bir aletle kaydedilmesinin aynı Kanunun 133/2. maddesinde kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması başlığı altında suç olarak tanımlandığı, söyleşiden farklı olarak, iki kişi arasında da gerçekleşebilecek olan konuşmada, konuşan tarafların, aralarında geçen sözleri kaydetmesi, TCK’nın 133/1. maddesi kapsamında suç olarak tanımlanmamış olup, koşulları bulunduğu takdirde eylemin aynı Kanunun 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturabileceği; elverişli bir aletle dinlenilen veya kaydedilen konuşma veya söyleşiden elde edilen bilgiler sayesinde kendi veya üçüncü kişi lehine, maddi ya da manevi yarar, yani; fayda veya avantaj sağlanması; bu bilgilerin, menfaat karşılığı olsun ya da olmasın, ilgilisi dışındaki kişi veya kişilere verilmesi ya da diğer kişilerin dolaylı olarak bilgi edinmelerinin temin edilmesinin TCK’nın 133/3. maddesinde ayrıca suç olarak tanımlandığı, hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 80. maddesi ile TCK’nın 133/3. maddesinde yapılan değişiklikle kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verilerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi eyleminin suç olarak düzenlendiği,
Bu açıklamalar ışığında incelenen dosya içeriğine göre, sanığın sahibi ve sorumlusu olduğu “www.habervaktim.com” adlı internet sitesinde, katılan ile bir başka kişi arasındaki HSYK’ın çıkaracağı kararname ile ilgili yapmış olduğu aleni olmayan;
“X Üye: Var mı böyle bir şansı Kurul’un (HSYK’nın)
Katılan: Kararnameyi?
X Üye: Kararnameyi.
Katılan: Çıkarır.
X Üye: Bakanlık, hazırlık yapmış ta…
Katılan: Yapmış ta. A..S..’la (A..S.. E..’) görüştüm ben, geçen gittim Kurul’a, K.. Bey’le görüştüm. M.. Abi işte. Oğlunun davetiyesini veriyordu. Ya bu A..S..yine olay çıkarma derdinde.
X Üye: Ne diye?
Katılan: Önce diyor, şeyi halledelim diyor, özel yetkileri halledelim diyor… Adam manyak abi. Eeee, dedim kardeşim adamın, adamın ne günahı var ya dedim, şeydi, 5. Bölgede… Sür gitsin… satayım…. Yine böyle olay çıkarma derdinde ben sana söyleyeyim.” içerikli özel sohbet niteliğindeki konuşmanın tarafların bilgisi ve rızası dışında sınğın sorumluluğu ve onayı ile metin olarak “Ergenekon’u Bitirmenin Ses Kaydı” ana başlığı altında konuşma metinleri alt başlığı ile “1.Ses Kaydı” bölümünde yayınlanarak, haberin altında kaynak olarak Dailymotion adlı video paylaşım sitesi gösterilip, ses kayıtları için söz konusu siteye link verildiği iddiasına konu olayla ilgili olarak;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sorumlusu olduğu internet sitesinde, katılanın elverişli bir aletle dinlenilip kaydedilen konuşmasından elde edilen bilgilerin ilgilisi dışındaki kişi veya kişilere verildiği, diğer kişilerin dolaylı olarak bilgi edinmelerinin temin edildiğinin sübuta erdiği, konuşma içeriği, basının haber verme özgürlüğü açısından değerlendirildiğinde ise, katılanın yayınlanan konuşma içeriğinin, kamuoyunun bilgilendirilmesini gerektirecek nitelikte konuşmalar olmadığı, zira katılanın kararname ile ilgili tasarruf hak ve yetkisi bulunmadığı gibi konuşmanın muhatabının da böyle bir statüsünün bulunmadığı, genel olarak, yüksek yargı mensubu olduğu anlaşılan katılanla konuştuğu kişinin, açıklanması beklenen hakimler ve savcılar kararnamesi hakkında konuştukları, bu konuşmaların yayınlanmasında, suçun unsurlarını ortadan kaldıracak ve eylemin haksızlık unsurunu bertaraf edecek şekilde kamu yararı bulunmadığı, bu hali ile konuşma içeriğinin yayınlanmasının basın özgürlüğü ve haber verme hakkı çerçevesinde de değerlendirilemeyeceği anlaşılmakla, sanığın, internet sitesinin sahibi olup haberin eser sahibi veya editörü olmadığına, eksik araştırma yapıldığına, suçun unsurlarının oluşmadığına, delillerin mahkumiyete yeterli olmadığına, daha önce internette yayınlanan konuşmayı kendilerinin de haber verme hakkı çerçevesinde yayınladığına, fazla ceza verildiğine, hükmün açıklanmasının geri bırakılması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Hükmün gerekçesinde sanığın isminin A..T.. olarak yanlış yazılması, Kanuna aykırı,
2-02.07.2012 tarihinde kabul edilip, 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava Ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 80. maddesi ile TCK’nın 133/1-3. maddesinde yapılan değişikliğe göre hapis cezasının üst sınırı itibariyle 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 11. maddesi uyarınca davaya bakma görevinin Asliye Ceza Mahkemesine ait olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi,
3- 02.07.2012 tarihinde kabul edilip, 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava Ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun Geçici 1. maddesi ile, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren suçlar bakımından “kovuşturmanın ertelenmesi” kurumunun düzenlenmesi karşısında, TCK’nın 7/2 maddesi de gözetilerek, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 24.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.