Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/15268 E. 2014/2117 K. 30.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/15268
KARAR NO : 2014/2117
KARAR TARİHİ : 30.01.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/153254
Mahkemesi : Bucak Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 02/03/2012
Numarası : 2011/176 – 2012/55
Suç : 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler sanıklar ile mahalli Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıkların, hakkında aynı suçtan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen suça sürüklenen çocuk B.. Ö.. ile fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek, kültür varlıkları bulmak amacıyla, Antalya Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 05/02/1991 tarih ve 1022 sayılı kararı ile tescilli Milias Antik Kenti içerisinde, yaklaşık 1.5 m derinliğinde çukur açmak suretiyle atılı suçu işledikleri anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıkların, suçun teşebbüs aşamasında kaldığına, suç işleme kastı ile hareket etmediklerine, bölgenin niteliğinin belirlenmediğine ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanıkların aşamalarda yaptıkları savunmalarda, gezmek için gittikleri Milias Antik Kenti’nde kazı yaparak tarihi eser bulan insanlar olduğunu duyduklarından, kendilerinin de kazı yapmaya karar verdiklerini, sanık R.. G..’ın köyüne giderek kazı malzemeleri alıp, antik kentte belirledikleri bir noktayı kazmaya başladıklarını, yaklaşık 40-50 cm kazdıktan sonra olay mahallinden ayrıldıklarını, bir hafta sonra yine Milias Antik Kenti’ne gelerek aynı yeri kazmaya devam ettiklerini, toplam 1.5 m derinliğinde çukur açtıklarını söyledikleri, sanıklar tarafından açılıp kolluk kuvvetlerince tespiti yapılan tek bir kazı çukuru bulunduğu dikkate alındığında, aynı yeri kazmaya devam eden sanıkların kazı faaliyetini aralıksız sürdürmeleri zorunlu olmayıp, eylemin bir bütün halinde tek suç olarak kabulü gerektiği, bir suç işleme kararının icrası kapsamında değişik zamanlarda aynı suçun birden fazla işlenmesi halinin somut olayda söz konusu olmadığı, bu nedenle sanıklar hakkında tayin edilen temel cezanın 5237 sayılı TCK’nın 43/1 maddesi uyarınca arttırılamayacağı gözetilmeksizin sanıklara fazla ceza tayini,
Kabule göre de;
5237 sayılı TCK’nın 53/3 maddesi uyarınca sanıkların sadece kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmalarına karar verilirken, hak yoksunluğu süresinin koşullu salıverilme tarihine kadar olması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanıklar ile mahalli Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 30/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.