Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/15248 E. 2014/7892 K. 31.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/15248
KARAR NO : 2014/7892
KARAR TARİHİ : 31.03.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/153094
Mahkemesi : Ordu 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 15.03.2012
Numarası : 2010/97-2012/256
Suç : Özel Hayatın Gizliliğini İhlal

Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve mahalli Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Müştekinin, M.. A..D.. isimli birisini tanımadığı, internette yayınlanan fotoğraflarının gerçek olup sanıkla birlikte oldukları geceye ait olduğu ve sanıktan başka kimsede bulunmadığı yönündeki beyanları karşısında, açık kimlik ve adres bilgileri bilinmeyen M.. A..D..’ın araştırılarak beyanına başvurulmasının dosyaya delil açısından katkı sağlamayacağı anlaşıldığından bozma öneren (1) nolu görüşe iştirak edilmemiştir.
Dosya kapsamına göre, sanığın, daha önce bir süre duygusal arkadaşlık yaparak yaklaşık 1 yıl önce kendisinden ayrılan müştekinin, yatak odasında çektiği iç çamaşırlı fotoğraflarını, müşteki adına sahte olarak oluşturulan facebook hesabında yayınlayarak ifşa ettiği şeklinde gelişen eyleminde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın eksik araştırmaya, sübuta, mahalli Cumhuriyet Savcısının sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
1- TCK’nın 6/1-g maddesinde, ceza kanunlarının uygulanmasında, basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınların anlaşılacağının belirtilmesi karşısında, müştekinin yatak odasında çektiği iç çamaşırlarını fotoğraflarını, facebook hesabı üzerinden, belirsiz sayıda kişinin bilgi ve görgüsüne sunan sanık hakkında, hükmedilen temel cezada, karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TCK’nın 134/2-2. cümlesi gereğince, yarı oranında artırım yapılması gerektiği gözetilmeden, anılan maddenin uygulanmaması suretiyle, sanığa eksik ceza tayini,
2- TCK’nın 50/6. maddesinin tedbirlerle sınırlı olduğunun gözetilmeksizin, sanık hakkında TCK’nın 50/1-a, 52/2. maddeleri gereğince hükmedilen adli para cezasına ilişkin olarak TCK’nın 52/4. maddesi uyarınca ihtarat da yapılmasına rağmen TCK’nın 50/6. maddesinin uygulanması, Kanuna aykırı,
3- 02.07.2012 tarihinde kabul edilip, 28344 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak ve 05.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava Ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun Geçici 1. maddesi ile, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren suçlar bakımından “kovuşturmanın ertelenmesi” kurumunun düzenlenmesi karşısında, TCK’nın 7/2 maddesi de gözetilerek, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık ve mahalli Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 31.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.