Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/15074 E. 2014/18273 K. 19.09.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/15074
KARAR NO : 2014/18273
KARAR TARİHİ : 19.09.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/149345
Mahkemesi : Datça Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 14/03/2012
Numarası : 2011/65 – 2012/37
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre mahalli Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-2863 sayılı Kanunun, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanunun 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile öngörülen tescil
kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, suç tarihinde, İzmir 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 14/02/1996 gün 5576 sayılı kararı ile doğal sit alanı olarak tescil edilip, Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 03-04/03/2011 gün 6920 sayılı kararı ile tescilin devamına karar verilen, 2. derece doğal sit alanı sınırları içerisindeki Muğla İli,. İlçesi, . Köyü, . Mevki, 3 pafta 21 parsel sayılı taşınmaz üzerine, 2 adet 9×10 metre ebatlarındaki alana yapı inşa etmek için beton dökülüp ayrıca 2,5×2,5 ebatlarında 2 adet foseptik çukuru kazıldığının tespit edilmesi üzerine, sanık hakkında açılan kamu davası ile ilgili olarak, dosya kapsamında mevcut mimar bilirkişi tarafından düzenlenen rapor ile suça konu yapının fotoğrafları incelendiğinde, sanık tarafından bahse konu araziye kalıcı nitelikte yapılar inşa ettirildiğinin sabit olduğu, ayrıca, suça konu yapıların bulunduğu arazinin 2. derece doğal sit alanı olarak tesciline ilişkin ilgili Kurul kararının taşınmazın bulunduğu mahalde ilan edilmesi, inşaatı durdurması konusunda tebligat yapılmış olmasına rağmen, tespit tarihinde subasman betonu atılan yapıların yaklaşık bir yıl sonra mahallinde yapılan keşif sırasında inşasının bitirilip, içerisinde ikamet edilebilecek hale getirilmiş olması hususu dikkate alındığında, sanığın dava konusu yerin sit alanı içerisinde yer aldığını bildiği, buna rağmen Kurul’dan izin almadan bahse konu taşınmaz üzerine inşai müdahalede bulunarak üzerine atılı eylemi işlediğinin tüm dosya kapsamı ile sabit olduğu gözetilmeksizin, sanığın beraatine ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulması, kanuna aykırı,
2-Bünyesinde koruma, uygulama denetim büroları kurulan idarelerden izin almaksızın veya izne aykırı olarak izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunanların, 2863 sayılı Kanunun 65/d maddesi gereğince cezalandırılması gerekeceği, bu kapsamda, suça konu taşınmazın bulunduğu yerde il özel idaresi bünyesinde koruma, uygulama denetim büroları kurulup kurulmadığı, eğer kurulmuş ise, taşınmazın bulunduğu yerin il özel idaresi bünyesinde kurulan koruma, uygulama denetim bürosunun sorumluluk alanı kapsamında olup olmadığı hususu tespit edilip, hükümden sonra, 11/10/2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1 ve 65/4 maddeleri gereğince sanığın hukuki durumunun yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 19/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.