Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/14888 E. 2014/20042 K. 16.10.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/14888
KARAR NO : 2014/20042
KARAR TARİHİ : 16.10.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/147100
Mahkemesi : İstanbul 9. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar tarihi : 28/02/2012
Numarası : 2009/765-2012/140
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar müdafileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
28/02/2012 tarihli karar ile dosyadan el çeken mahkemece, sanıklar hakkındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin olarak verilen 02/03/2012 tarihli ek kararın yok hükmünde olması; katılan vekilinin, 28/02/2012 tarihli karara yönelik temyiz isteminde bulunmayıp, 02/03/2012 tarihli ek karara karşı itiraz yoluna başvurması karşısında, 28/02/2012 tarihli kararın katılan vekilince temyiz edilmediği ve sanık N.. Ş.. müdafince sunulan 02/03/2012 tarihli dilekçenin temyiz dilekçesi niteliği taşıdığı kabul edilerek yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık Y.. müdafinin, sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verildiğine ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 12/07/1995 tarih ve 6848 sayılı kararı ile belirlenen kentsel ve tarihi sit alanı içerisinde yer alıp, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu Başkanlığı’nın 14/05/1977 tarih ve 9825 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen kargir dükkanın, 31/03/2006 tarihi itibariyle maliki olan sanık Y.. G.. tarafından, 01/08/2006 kira başlangıç tarihli sözleşme ile diğer sanık N.. Ş..’ün yetkilisi olduğu şirkete kiralandığı, sanık Yalçın’ın, suça konu dükkanın vergi muafiyetinden yararlanması için Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’ne yaptığı başvuru üzerine yerinde inceleme gerçekleştiren kurul uzmanlarınca, tescilli taşınmazın Turkcell bayii olarak kullanıldığının, standart Turkcell dükkanı olarak dekore edildiğinin belirlendiği, izinsiz gerçekleştirilen eylem nedeniyle her iki sanık hakkında dava açıldığı, mahkemece olay yerinde keşif yapılmaksızın, dava dosyası içeriği incelenmek suretiyle düzenlenen bilirkişi raporuna itibarla karar verildiği anlaşılmakla;
İzinsiz müdahalede bulunulduğu iddia olunan taşınmaz üzerinde, fen, inşaat ve sanat tarihi alanlarında uzman bilirkişiler refakate alınmak suretiyle keşif yapılıp, taşınmazın konumu, gerçekleştirilen müdahalelerin niteliği ve zamanı, anılan müdahaleler nedeniyle tescilli kültür varlığının zarar görüp görmediği, özgün yapısını kaybedip kaybetmediği her türlü şüpheden uzak biçimde belirlenerek, zarar tespiti halinde “kültür varlığına kasten zarar verme”, zarar mevcut olmayıp esaslı müdahale gerçekleştirildiğinin belirlenmesi halinde “izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunma”, basit onarım kapsamındaki faaliyetlerin saptanması halinde ise “izinsiz tadilat ve tamirat yapma” suçundan hüküm tesisi gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırmaya dayanılarak, hükme esas alınan bilirkişi raporundaki “basit onarım” tespitine uygun düşmeyen nitelendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
1- Sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 51 ve 5271 sayılı CMK’nın 231 maddelerinin uygulanıp uygulanmayacağına dair olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi kanuna aykırı,
2- Sanıkların eylemleri nedeniyle tescilli kültür varlığının zarar görmediğinin tespiti halinde uygulanmak üzere, suç tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde faaliyette olan koruma uygulama ve denetim bürosu bulunduğundan, hükümden sonra, 11/10/2013 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun’da, 65/1 ve 65/4 maddelerinin uygulanmasına ilişkin olarak getirilen değişiklikler karşısında, sanıkların hukuki durumlarının yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanıklar müdafilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince hükümlerin isteme uygun olarak BOZULMASINA, 16/10/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.