Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/14803 E. 2014/6971 K. 20.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/14803
KARAR NO : 2014/6971
KARAR TARİHİ : 20.03.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/148155
Mahkemesi : Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 02/02/2012
Numarası : 2010/326 – 2012/21
Suç : Taksirle yaralama

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve mahalli Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Cumhuriyet savcılarının nezdinde görev yaptıkları Asliye Ceza Mahkemesi kararlarına karşı, 5271 sayılı CMK’nın 260/2 ve 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 310. maddesi uyarınca tefhimden itibaren bir hafta içinde kanun yollarına başvuru hakkı mevcut iken, 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 3. maddesi ile 01.01.2014 tarihine kadar Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan duruşmalarda Cumhuriyet savcısının bulunmayacağı, ancak verilen hükümlere karşı kanun yollarına başvurabilmesi amacıyla dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderileceği hüküm altına alınmıştır. Bu açık yasal düzenlemeler uyarınca, Cumhuriyet savcılarının nezdinde görev yaptıkları asliye ceza mahkemesi kararlarına karşı hükümlerin Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği tarihten itibaren bir hafta içinde kanun yollarına başvuru haklarının bulunduğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır. Bu itibarla, Korkuteli Asliye Ceza Mahkemesince verilen 02.02.2012 tarihli hükmün, gerekçeli kararının Uyap sorgulamasında hakim tarafından 05.03.2012 tarihinde elektronik imza ile imzalandığı, bunun üzerine 05.03.2012 de görüldüsünü yapan mahalli Cumhuriyet savcısının henüz süre başlamadan 02.03.2012 tarihli süre tutum dilekçesi ile yaptığı temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek, tebliğnamedeki ret düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın bir nedene dayanmayan, mahalli Cumhuriyet Savcısının TCK’nın 53/6. maddesinin uygulanıp uygulanamayacağına dair gerekçe gösterilmediğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
Katılan E.. A.. yönetimindeki kamyoneti ile bölünmüş yolda seyretmekte iken tek yönlü yoldan işaretlerle belirtilen çift yönlü yola geçiş noktasına geldiğinde, geldiği istikamete dönüş yapmak istediğinde, aracının sol yan kısmına, kendisi ile aynı istikamete seyretmekte iken tek yönlü yoldan işaretlerle belirtilen çift yönlü yola geçiş noktasına gelmeden karşı yönden gelen trafiğin kullandığı çift yönlü yola girerek 80 km hızla seyreden sanık yönetimindeki kamyonun sol ön kısımları ile çarptığı olayda, bilinçli taksirin unsurlarının oluştuğu ve sanığın tam kusurlu oluşu ve yaralanmalar nazara alınarak alt sınırdan uzaklaşılarak ceza tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 20/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.