Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/14438 E. 2014/7020 K. 20.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/14438
KARAR NO : 2014/7020
KARAR TARİHİ : 20.03.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/132463
Mahkemesi : Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 28/02/2012
Numarası : 2011/702-2012/134
Suç : Taksirle yaralama

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılanlar vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekili ve sanık müdafiinin sair temyiz itirazının reddine, ancak;
Sanığın üzerine atılı taksirle yaralama suçunun TCK’nın 89/5 maddesi gereğince takibinin şikayete bağlı olduğu, yine aynı yasanın 73/1 maddesi gereğince 6 aylık şikayet süresinin bulunduğu, katılan B.. T..’nin olay nedeni ile hayati tehlike geçirecek şekilde yaralandığı ve yaralanmasından dolayı uzun süre hastanede tedavi gördüğü ve ifadesinin alınmadığı, vekilinin 01.12.2010 tarihli dilekçe ile vekaletname sunup, dosya fotokopisini aldığı, ancak olay nedeni ile şikayette bulunmadığı, katılan Bahri’nin talimatla alınan ifadesinde 09.01.2012 tarihinde şikayetçi olması karşısında, sanık hakkındaki şikayetini yasal 6 aylık süreden sonra yaptığı anlaşılmakla; basit tıbbi müdahale ile yaralanan N.. T..’nin ise kollukta şikayetçi olmadığını bildirmesi karşısında sanığın eylemine uyan TCK’nın 89/1 yerine aynı Kanunun 89/4. maddesinden hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 20.03.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

MUHALEFET ŞERHİ:

Sayın çoğunluk katılan B.. T..’nin süresi içerisinde şikayetçi olmamasını ve vekilininde vekaletname sunup dosya fotokopisi almasına rağmen şikayette bulunmamasını süresinde şikayet bulunmadığından sanığın eyleminin TCK’nın 89/1. maddesine uymasından dolayı cezalandırılması gerektiğine ilişkin görüşüne katılmamaktayım.
Olay 11.09.2010 tarihinde meydana gelmiş ve birden fazla yaralı bulunmaktadır. Katılan B.. T.. olay nedeniyle hayati tehlike geçerecek şekilde yaralanmış ve bu yaralanmadan dolayı uzun süre hastanede tedavi görşmüş dolayısıyla ifadesi alınamamıştır.
Katılan Bahri avukata 25.11.2010 tarihinde vekaletname vermiş, vekilde Cumhuriyet Başsavcılığına 01.12.2010 tarihinde “Yukarıda numarası yazılı soruşturma dosyasına vekil olarak atanmış bulunmaktayım, vekaletnamemi sunar, CMK’nın 153/1. maddesi uyarınca dosyanın bir suretinin tarafıma verilmesini talep ederim.” şeklinde dilekçe vermiştir.
İnsanlar avukatı hukuki işlerinde yardımcı olsun diye tutarlar. Olayımızda kabulde de belirtildiği gibi olay nedeni ile şikayette bulunmadığı şekilde hatalı davranışını mağdura yüklememek gerekir. Soruşturmanın genişletilmesi hususunda dilekçeyle başvurmada katılma kelimesi geçmesi bile katılma iradesi ortaya konduğu kabul edilmektedir.
Olayımızda mağdur Bahri olay tarihinden sonra avukata vekaletname vermiş söz konusu avukatta 6 gün sonra dosyaya bir dilekçe ile beraber vakaletnameyi sunmuş ve dosya fotokopisi istemiştir.
Soruşturma aşamasında Bahri suçtan zarar gören konumundadır. Beyanı alınıp şikayetçi olup olmadığına dair bir açıklama yaptırılmamıştır. Dolayısıyla Cumhuriyet Savcısının veya kolluğun hatasını katılan Bahri’ye yüklememek gerekir. Tüm aşamalara baktığımızda katılan Bahri’nin tek bir ifadesi bulunmakta, o da 09.01.2012 tarihinde talimatla alınan beyanıdır. Açıkca bu tarihe kadar şikayetten vazgeçtiğine dair beyanı olmadığı gibi bu ifadesinde de şikayetçi olduğunu beyan etmiştir. Avukatı vardır ama gereği gibi temsil etmemiştir. Dilekçesi bulumakta fakat sadece şikayetçiyiz kelimesi bulunmamaktadır. Onun hatasını da katılan Bahri’ye yüklememek gerekir.
Tüm bu hatalı davranışları özellikle başından ağır yaralanan ve uzun süre hastanede tedavi gören katılan Bahri’ye yükleyerek şikayeti olmadığını kabul eden sayın çoğunluğun görüşüne katılmamaktayım.