YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/14020
KARAR NO : 2014/16759
KARAR TARİHİ : 08.07.2014
Tebliğname no : 12 – 2012/125518
Mahkemesi : Beykoz 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 16/02/2012
Numarası : 2010/59-2012/118
Suç : 2863 Sayılı Kanuna Aykırılık
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suçtan zarar gören Kültür ve Turizm Bakanlığı adına davaya katılma talebinde bulunulduğu ve talebe atfen “şikayetçi kurumun” katılan olarak kabulüne karar verildiği halde, gerekçeli karar başlığında “İ.. M..” nün katılan şeklinde gösterilmesi; yine, 25/04/2007 tarihli tespit tutanağına rağmen suç tarihinin 15/05/2007 olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak değerlendirilmiştir.
2863 sayılı Kanunun, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanunun 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, suça konu taşınmazın orman arazisi kapsamından çıkartılmış Hazine arazisi olduğu, sanığın suça konu bölgede yaşadığının gerek beyanları, gerekse MERNİS kayıtları ile sabit olduğu, bu nedenle sanığın suça konu hafriyat malzemesi dökülen yerin sit alanı içerisinde kaldığını bildiğinin kabul edilmesi gerektiği, sanığın, İstanbul 3 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 15.11.1995 tarih ve 7755 sayılı kararıyla 1. derece doğal sit alanı olarak tescil ve ilan edilen alanda yer alan, Beykoz ilçesi, Görele köyü, Ş.. S.. sokak, .. numaralı yerde bulunan inşaatlarının bitişiğindeki dere yatağına 40-50 kamyon hafriyat malzemesi döktürerek dolgu yaptırdığı, bu durumun gerek Beykoz 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2007/403 Esas, 2009/272 Karar sayılı ve 13.04.2009 tarihli karar ile beraatine karar verilen inşaat bekçisi Tosun Alpyürek’in beyanlarından, gerek sanık beyanları ile ifadesi çelişen tanık M.. Ö..’in beyanlarından ve gerekse tüm dosya kapsamından sabit olduğu, 6498 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1 maddesinde öngörülen yaptırım miktarında sanık lehine herhangi bir değişiklik olmadığı anlaşılmakla,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, sanığın üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığına ilişkin, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılan inşaat mühendisi ve sanat tarihçi tarafından düzenlenen raporlarda, dökülen hafriyatın kaldırılması halinde dahi, doğal yapının eski hale gelmesinin mümkün olmadığının belirtilmiş olması karşısında, sanığın eyleminin, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi 2863 sayılı Kanunun 65/a, değişiklik sonrası ise 65/1 maddesinde düzenlenen zarar suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, eylemin 2863 sayılı Kanunun 65/b maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu kanaatiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak, sanığın ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkı saklı tutularak BOZULMASINA, 08/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.