Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/13780 E. 2014/2957 K. 07.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/13780
KARAR NO : 2014/2957
KARAR TARİHİ : 07.02.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/132560
Mahkemesi : Çal Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 21/09/2011
Numarası : 2008/251 – 2011/157
Suç : Taksirle yaralama

Taksirle yaralama suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar M.. Ç.. ve H.. A.. müdafii ile sanık M.. T.. tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Meydana gelen iş kazası sonucu bir kişinin yaralanması nedeniyle, sanıklar hakkında 25.11.2008 tarihli iddianameyle 5237 sayılı TCK’nın 89/1-3-b-d. maddesi gereğince cezalandırılmaları istemiyle dava açıldığı, bu suçla ilgili yargılama yapma görev ve yetkisi Sulh Ceza Mahkemesine ait ise de üst görevli mahkemece yargılama yapıldığından bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar M.. Ç.. ve H.. A.. müdafii ile sanık M.. T..’ın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanıklar M.. Ç.. ve H.. A.. müdafiinin dosyaya ibraz ettiği tedavi masraflarının ödendiğine dair beyanı ve katılana eft yoluyla ödeme yaptıklarına ilişkin makbuz ve dekontlar dikkate alındığında, katılanın başkaca bir zararının bulunup bulunmadığı tespit edilerek, sonucuna göre hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kabule göre de;
1-Sanıklar hakkında taksirle yaralama suçundan 5237 sayılı TCK’nın 89/1. maddesi uyarınca hüküm kurulması sırasında adli para cezası tercih edilmiş olmasına rağmen temel cezanın miktarının belirlenmesi sırasında hapis cezası karşılığı adli para cezası olarak belirtilmesi suretiyle duraksamaya neden olunması,
2-TCK’nın 50/6. maddesinde bulunan “yaptırımın” ibaresinin 01/03/2008 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 26/02/2008 tarih 5739 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “tedbirin” olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının “a” bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK’nın 50/6. maddesinde hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlediği dikkate alındığında, sanıklar hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan, TCK’nın 89/1. maddesi gereğince doğrudan hükmedilen adli para cezalarına ilişkin olarak TCK’nın 50/6. maddesinin uygulanması,
3-Yargılama giderlerinin sanıklardan sebebiyet verdikleri oranda tahsiline karar verilmesi gerektiğinin gözetilmeyerek sanıklardan eşit oranda tahsil edileceğinin belirtilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanıklar M.. Ç.. ve H.. A.. müdafii ile sanık M.. T..’ın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 07.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.