Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/13652 E. 2013/16251 K. 13.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/13652
KARAR NO : 2013/16251
KARAR TARİHİ : 13.06.2013

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davanın reddine

Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Amacı maddi gerçeği ortaya çıkarmak olan ve kamusal nitelik taşıyan ceza mahkemesinde, bazı koruyucu tedbirlere başvurulması gerekebilir. Bu tedbirler, muhakemenin yapılabilmesi açısından, şüpheli ya da sanığın hazır bulundurulmasını, delillerin karartılmasını önlemeye yönelik olabileceği gibi ilerde verilecek hükmün yerine getirilmesini sağlamak amacını da taşıyabilir. Bu amaçları gerçekleştirmek üzere kişilere ve eşyalara zor kullanılabilir. Koruma tedbirleri kavramı içinde yakalama, gözaltına alma, tutuklama, arama ve el koyma, adli kontrol, gizli soruşturmacı, ve teknik araçlarla izleme ve telekomünükasyon yoluyla iletişimin denetlenmesi konuları yer almaktadır. 466 sayılı Kanun da bu koruma tedbirlerinde yakalama, gözaaltı, tutuklama tedbirlerinden kaynaklanan maddi ve manevi zararların tazminini düzenlerken, Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ve devamı maddelerinde yakalama, gözaltına alma, tutuklama, arama, elkoyma işleminden kaynaklanan maddi ve manevi zararları düzenlemektedir.
Davacı kesinleşen müebbet ağır hapis cezasını cezaevinde infaz ettiği sırada, 28.05.2008 – 30.06.2008 tarihleri arasında açlık grevine girmesi nedeniyle cezaevi yönetimince 5275 sayılı Kanunun 40. maddesi gereğince 02.06.2008 tarih, 2009/344 sayılı karar ile 90 gün süre ile verilen etkinliklere katılmaktan alıkonulmaya ilişkin disiplin cezasının infazından sonra yapılan itiraz üzerine Adıyaman İnfaz Hakimliği’nin 05.04.2011 tarih, 2011/45 Esas, 2011/46 Karar sayılı ilamı ile itirazın kısmen kabulü ile 2 ay süreyle bazı etkinliklere katılmaktan alıkoyma cezası olarak değiştirilmesine karar verildiğini belirterek doğan maddi ve manevi zararının giderilmesini talep etmiş ise de;
Tazminat istemine ilişkin 5271 sayılı CMK’nın 141. maddesinde ”suç soruşturması ve kovuşturması sırasında” gerçekleşen koruma tedbirlerindeki hukuka aykırılıklar yönünden bu kanun hükümlerine göre tazminat istenebileceği ve madde metninde bu aykırılıkların tahdidi şekilde sıralandığı, bu anlamda infaz aşamasında meydana gelen disiplin cezasının koruma tedbiri niteliğinde olmadığı bu yöndeki hukuka aykırılıklar nedeniyle meydana gelen zararın idari yargı görev alanında kaldığı ve bu mahkemeler önünde tazminat isteminde bulunulabileceği de dikkate alınarak,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Davanın reddine karar verilmiş olması karşısında, davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hüküm fıkrasına 2400 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.