Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/13323 E. 2013/16950 K. 20.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/13323
KARAR NO : 2013/16950
KARAR TARİHİ : 20.06.2013

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 23.11.2012

Taksirle ölüme neden olma suçundan şüpheliler … ve …hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 03/05/2012 tarihli ve 2011/45245 soruşturma, 2012/6442 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/11/2012 tarihli ve 2012/944 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre, ruhsata aykırı yapıldığı anlaşılan söz konusu binanın hangi tarihte yapıldığı, Bedaş tarafından bu binaya hangi tarihte elektrik bağlandığı, müşteki ve komşularının Bedaş’a elektrik hattının değiştirilmesi için talepte bulunup bulunmadıkları, maktulün ölümüne neden olan elektrik tellerinin mevzuata uygun olup olmadığı hususlarının 5237 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 173/3. maddesi gereğince araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 29/03/2013 gün ve 94660652-105-34-1155-2013/5041/20983 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.04.2013 tarih ve 2013/131904 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Şüpheliler hakkında, kusurlu olmadıkları ve maktulün ölümünün kendi kusurundan ileri geldiğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinde yer alan “Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, ermindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür.” şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, meydana gelen kaza nedeniyle, ruhsata aykırı yapıldığı anlaşılan söz konusu binanın hangi tarihte yapıldığı, Bedaş tarafından bu binaya hangi tarihte elektrik bağlandığı, müşteki ve komşularının Bedaş’a elektrik hattının değiştirilmesi için talepte bulunup bulunmadıkları, maktulün ölümüne neden olan elektrik tellerinin mevzuata uygun olup olmadığı hususlarının 5237 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 173/3. maddesi gereğince araştırıldıktan sonra, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenmesi ve olay nedeniyle kusuru
belirlemek amacıyla mahallinde keşif yapılarak teknik üniversite öğretim görevlilerinden veya içlerinde elektrik mühendisinin de bulunduğu iş güvenliği uzmanlarından oluşan bilirkişi heyetinden rapor aldırılmaksızın verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden, Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, İstanbul 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 23/11/2012 tarihli ve 2012/944 değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 20.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.