Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/12895 E. 2014/4786 K. 26.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12895
KARAR NO : 2014/4786
KARAR TARİHİ : 26.02.2014

Tebliğname No : 12 – 2012/110695
Mahkemesi :Eskişehir 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi :26.01.2012
Numarası :2010/312 – 2012/39
Suç :Taksirle Öldürme

Taksirle öldürme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay günü gündüz saat 15:00 sularında açık havada, meskun mahalde, bölünmüş, tek yönlü, 10 metre genişliğindeki yüzeyi kuru, asfalt kaplama, görüşe engel cismin bulunmadığı, eğimsiz düz yolda sevk ve idaresindeki halk otobüsü ile seyir halinde bulunan sanığın, ışık kontrollü yaya geçidini kullanarak, seyir istikametine göre yolun sağından sol tarafına geçmek isteyen 1925 doğumlu yayaya, yol ortasına yakın bir noktada, aracının ön tampon kısmı ile fren izi bırakmaksızın çarpması şeklinde gelişen ve yayanın aynı gün hastanede gördüğü tedavi esnasında trafik kazasına bağlı beyin kanaması ve beyin doku harabiyeti nedeniyle yaşamını kaybetmesiyle sonuçlanan olayda; otobüs içerisinde yolcu olarak bulunan tanıklar Z.. S.., M..B.. ve G.. G..’un beyanlarına göre, sanığın yaya geçidinde geçiş yapmaya çalışan yayayı gördüğünde olayı önlemek için korna ile ikaz yaptığı, ancak yayanın durmadığını gördüğü halde zamanında etkin fren ve direksiyon tedbirine başvurmadığı, aracını her an güvenli bir şekilde durdurabileceği hızla kullanmadığı, aracını mevcut hızı ile kullanmaya devam ettiği, yayaya çarptıktan sonra ancak durabildiği anlaşıldığından ve bu husus, sanığın soruşturma aşamasındaki tevilli ikrarıyla da sabit olduğundan her ne kadar ölen, yayalara kırmızı ışık yandığı halde karşıdan karşıya geçmek suretiyle can güvenliğini tehlikeye atmış ise de, yaya geçidine yaklaşırken, daha önce yol üzerinde gördüğü yayaya rağmen hızını azaltmayan ve hızını kullandığı aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmayan sanığın olayda tali kusurlu olduğu, bu hususun kaza tespit tutanağı ve asliye hukuk mahkemesinde görülen tazminat davasında alınan 14.02.2011 tarihli bilirkişi raporu ve dosya kapsamındaki delillerden anlaşılmakla, atılı suçtan mahkumiyeti yerine, oluşa ve dosya kapsamındaki delillerle bağdaşmayan bilirkişi raporuna itibarla yazılı şekilde beraatine hükmedilmesi,
Kabule göre de;
1- Hükümde uygulama maddesi gösterilmeyerek CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
2- Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına, hazine aleyhine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/5. maddesi gereğince, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 26.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.