YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12887
KARAR NO : 2014/14209
KARAR TARİHİ : 10.06.2014
Tebliğname no : 12 – 2012/110372
Mahkemesi : Bursa 7. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 31/01/2012
Numarası : 2011/122 – 2012/86
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinde, Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 11/07/1995 gün 4539 sayılı Kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen, .. İli, ..İlçesi, … Mahallesi, 4352 ada 17 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binada anahtarcılık yapan sanığın, yapının pencerelerini kaldırıp, vitrin haline getirdiğinden bahisle açılan kamu davası ile ilgili olarak mahkeme tarafından mahallinde yapılan keşif sonucunda inşaat mühendisi bilirkişisi tarafından düzenlenen 25/05/2011 tarihli raporda, tespit tarihinde projeye aykırı olarak açılan camın, keşif tarihi itibariyle projeye uygun hale getirildiği belirtilmiş olmasına karşın, mahkeme tarafından, tescilli yapının 19/07/1995 tarihinde çekilen fotoğrafları ile şimdi ki hali arasında fark bulunduğundan sanığın eylemi sabit görülerek, mahkumiyetine ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, dosya kapsamı itibariyle, sanığın tescilli yapının sadece anahtarcı olarak, daha sonradan ise kuyumcu olarak işletilen küçük bir kısmını kullandığı, Koruma Kurulu görevlileri tarafından düzenlenen 12/11/2010 tarihli raporda belirtilen, kuyumcu olarak kullanılan kısımda duvara vitrin ve tabela yerleştirme eyleminden sanığın sorumlu tutulması gerektiği, ayrıca, suça konu yapıya ilişkin 19/07/1995 tarihli resim incelendiğinde, yapının sadece bir kısımının gözüküp, bu kısımda da sanık tarafından kiralanan dükkanının gözükmediği anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Üzerinde müdahale gerçekleştirilen taşınmazın 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında tescilli kültür varlığı olması nedeniyle taşınmazda izinsiz ya da izin kapsamı dışında yapılan her türlü inşai faaliyetin suç oluşturacağı, bu bakımdan müdahalenin binanın içinde ya da dışında gerçekleştirilmesinin önem arz etmediği, bu kapsamda tescile esas bilgi ve belgeler getirtilerek, izinsiz yapılan tadilatın yapının tescil edilmesine neden olan kriterlere uygun olup olmadığının, yapıya ait orjinal dokuya uyum sağlayıp sağlamadığının, tescilli kültür varlığında geri dönüşümü mümkün olmayacak derecede zarar meydana getirip getirmediğinin belirlenmesi gerektiği,
Bu kapsamda, mahallinde tekrar, fen bilirkişi, inşaat mühendisi ve üniversitelerin arkeoloji kürsüsüne mensup öğretim görevlisinden oluşan bilirkişi heyeti refakati ile keşif icra edilip, suça konu taşınmaza sanık tarafından yapılan vitrin ve tabela uygulamalarıyla ilgili olarak, taşınmazın bu nitelikte bir zarar gördüğünün belirlenmesi durumunda sanığın, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1-1.cümlesi uyarınca cezalandırılması, bu nitelikte bir zararın mevcut olmadığının, ancak yapılan tadilatın ruhsata tabi inşai ve fiziki müdahale kapsamında bulunduğunun belirlenip, ayrıca taşınmazın olduğu yerde suç tarihi itibariyle Büyükşehir Belediyesi veya İl Özel İdaresi Bünyesinde Koruma Uygulama ve Denetim Bürosunun bulunmadığının anlaşılması halinde 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1-2.cümlesi uyarınca cezalandırılması, yapılan bu tadilatın ruhsata tabi olmayan, “basit onarım” niteliğinde olduğunun belirlenmesi veya ruhsata tabi inşai ve fiziki müdahale kapsamında olsa bile, taşınmazın olduğu yerde suç tarihi itibariyle Büyükşehir Belediyesi veya İl Özel İdaresi Bünyesinde Koruma Uygulama ve Denetim Bürosunun bulunduğunun anlaşılması halinde 5498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/4. maddesi ile cezalandırılması, gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre de;
1-5237 sayılı TCK’nın 61. maddesi gereğince iki sınır arasında temel ceza belirlenirken, suçun işleniş biçimi, suçun işlendiği zaman, suç konusunun önem ve değeri kastın yoğunluğu, suç sebepleri ve saikleri, failin amacı gibi hususlar nazara alınarak hapis cezasının asgari hadden belirlendiği gözetilmeksizin, aynı gerekçelerle adli para cezasının asgari hadden uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle hükümde çelişkiye neden olunması,
2-5237 sayılı TCK’nın 51/7. maddesi uyarınca denetim süresi içinde sanığın kasıtlı bir suç işlemesi ve kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine, denetim süresi içerisinde işlenecek ikinci suçtan dolayı hüküm veren mahkeme tarafından karar verileceği gözetilmeden, infazı kısıtlar şekilde, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde cezanın tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilmesi,
3-Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53/1. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı kanunun 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi