Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/12823 E. 2013/15880 K. 11.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12823
KARAR NO : 2013/15880
KARAR TARİHİ : 11.06.2013

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat
Hüküm : 2.591,94 TL maddi ve 1.000 TL manevitazminatın davalıdan alınarak davacıyaverilmesine

Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının 15.06.2011 tarihinde açıldığı, davacı hakkındaki beraat hükmünün ise 05.07.2011 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının hükmün kesinleşmesinden itibaren açılmasını öngören CMK’nın 142/1. maddesi, tazminat istemeye hak sahibi olan kimsenin soruşturma ve kovuşturmanın akıbetini ve kesin sonuca bağlanışını takip ederek dava hakkını gecikmeden kullanması öngörülerek düzenlenmiştir. Dava açma süresi en fazla kararın kesinleşmesinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süreye bağlanmıştır. Kararın kesinleşmesinden önce açılan davalar bakımından CMK’nın 142/3. maddesi gereğince davanın en önemli dayanağını teşkil eden beraat hükmünün veya kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kesinleşmediğinin anlaşılması durumunda mahkemece dilekçenin reddi kararı verilmektedir. İtirazı kabil bu karar sonrası davacı kararın kesinleşmesini bekleyip yeni bir dava açtığı takdirde derdest dava söz konusu olmayacağı gibi dosyamızda olduğu gibi dosyanın geçirdiği safahat sonrası kanunda öngörülen bütün süreler bakımından davacının dava hakkı da ortadan kalkmayacaktır.İncelenen dosya kapsamına göre, dava açıldığında henüz dava açma süresi başlamamış ise de, açılan davanın yargılaması sırasında, tazminat davasının dayanağı olan ceza davasına ilişkin kararın kesinleştiğinin anlaşılması karşısında, “Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması”nı yargıya bir görev olarak yükleyen Anayasa’nın 141/son maddesi hükmü uyarınca yargılamaya devamla, bir karar verilmesi nedeniyle tebliğnamenin 1. bendindeki düşünceye iştirak edilmemiş, manevi tazminat miktarı belirlenirken objektif bir kriter olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı,tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar da gözetilmek suretiyle hakkaniyet ölçüsünü aşmayacak bir şekilde, hak ve nesafet kurallarına uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken,
49 gün süreyle tutuklu kalan davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarının bu ölçülere uymayıp eksik tayini ve asgari ücret üzerinden maddi tazminata hükmedilmiş olması karşısında hesaplamada hafta sonu, dini ve milli bayram tatilleri nedeniyle indirim yapılamayacağının dikkate alınmaması, temyiz edenin sıfatına göre bozma sebebi yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün,isteme aykırı olarak, ONANMASINA, 11.06.2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.