Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/12774 E. 2014/5764 K. 07.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12774
KARAR NO : 2014/5764
KARAR TARİHİ : 07.03.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/11434
Mahkemesi : Kiraz Sulh Ceza Mahkemesi
Tarihi : 05/11/2012
Numarası : 2012/213 – 2012/325
Suçlar : 1-Trafik güvenliğini tehlikeye sokma, 2-Suç üstlenme.

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve suç üstlenme suçlarından sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü :
1-5237 sayılı TCK’nın 179/3. maddesinde düzenlenen; alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle veya başka bir nedenle “emniyetli bir şekilde” araç kullanamayacak kişinin, bu halde araç kullanması suçu kasıtla işlenebilecek bir suçtur. Alkol ve uyuşturucu maddenin sırf kullanılmış olması bu suçun oluşması için yeterli olmamakla birlikte Adli Tıp Kurumu 5. İhtisas Kurulu raporlarında istikrarlı bir şekilde vurgulandığı üzere; alkollü bir şekilde trafikte seyreden bir sürücünün alkol konsantrasyonu hangi seviyede olursa olsun bireysel farklılıklar göstermekle birlikte trafik güvenliği açısından değişen derecelerde risk oluşturabileceği, ancak bu durumun tehlike arz edecek düzeyde olup olmadığı, dolayısıyla sürücünün tesiri altında bulunduğu alkol seviyesinde araç kullanması halinde, güvenli sürüş yeteneğini kaybedip etmediği, bireyin o andaki sürüş ehliyetini belirleyebilecek dikkat, algı, denge, refleks, psikomotor ve nöromotor koordinasyon gibi nörolojik, nistagmus, akomadasyon, görme gibi oftalmolojik ve genel durumunun tespitine yönelik detaylı dahili muayenesine yönelik tıbbi verilerin değerlendirilmesi ile mümkün olabileceği, ancak böyle bir tespit yapılmamış olsa bile bireysel farklılıkları da elimine edebilecek şekilde 1,00 promilden yüksek olarak saptanan alkol düzeyinin, güvenli sürüş yeteneğini kaybettireceğinin bilimsel olarak kabulü gerektiği anlaşılmakla;
İncelenen dosyada; olay saatinden 1 saat sonraki ölçüme göre 0,98 promil alkollü olarak araç kullandığı anlaşılan sanık Selahattin’in -Adli Tıp Kurumundan alınan 10/9/02012 tarihli raporda da açıklandığı üzere- güvenli sürüş yeteneğini kaybettiği ve dolayısıyla atılı trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği halde, beraatine karar verilmesi ,
2-Yukarıda anlatıldığı şekilde gerçekleşen olayda, sanık Selahattin’in arkadaşı olan sanık S.. D..’nun, olay anında aracı kendisinin kullandığını beyan ederek sanık Selahattin’in sürücü belgesine el konulmasını önlemeye çalıştığı, sanık Salim kolluktaki ilk beyanında aracı kendisinini kullandığını söylemesine karşın ikinci ifadesinde aracı kullanmadığını, şüpheli Selahattin’in ehliyetini kurtarmak için o şekilde beyanda bulunduğunu dile getirdiği ve böylece sanık Salim’in yetkili makamlara gerçeğe aykırı olarak alkollü şekilde araç kullanarak tarfik güvenliğini tehlikeye düşürmek suçu işlediğini bildirip bu yönde yazılı ifade de vererek atılı suç üstlenme suçunu işlediği anlaşıldığı halde, sanığın soruşturma aşamasındaki samimi beyanının aksine, kendisini ve arkadaşı olan diğer sanığı suçtan kurtarmaya yönelik olarak arkadaşı olan sanık Selahattin’in yaralanmış olması ve başında ur olması sebebiyle ona bir şey olabileceği ve kendisinin sorumlu tutulabileceği korkusuyla kollukta ifadesini değiştirdiği, gerçekte aracı kendisinin kullandığı yolundaki 5/11/2012 tarihli duruşmadaki beyanına itibar edilerek bu sanığın da atılı suç üstlenme suçundan mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi,
İsabetsiz olup, mahalli Cumhuriyet savcısının, sanıklar hakkında sabit olan suçları nedeniyle mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken, yetersiz ve dosya içeriğiyle uyumsuz gerekçeyle beraatlerine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmekle, hükümlerin isteme uygun olarak 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 07/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.