Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/12719 E. 2014/9268 K. 15.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12719
KARAR NO : 2014/9268
KARAR TARİHİ : 15.04.2014

Tebliğname no : 9 – 2011/200140
Mahkemesi : Antalya 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 28/06/2010
Numarası :2008/1052 – 2010/611
Suç :Taksirle yaralama

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Çiftçi olup aylık 600 TL geliri olduğunu beyan eden, talimatla alınan savunmasında karakoldaki beyanını tekrar ettiğini söyleyerek, mağdurlar ile anlaşmaya çalıştığını ifade eden, sabıkasız sanık hakkında “cezanın sosyal ve uyarma amacı, önleme durumu, suçun işleniş şekil ve özelliği ile sanığın kişiliği, duruşmalardaki tutum ve davranışları ile sanığın işlediği suç nedeniyle birden çok kişilerin yaralanmalarına neden olma şeklindeki yarattığı tehlike hali ve olayın vahameti ile savunmalarındaki samimiyetsizlik ile sanığın olaydaki asli tam kusurlu durumu ve sanığın ekonomik ve sosyal dunumu ve meşgalesi ile sanığın geçmişteki hali ve daha önce de aynı nedenle ölüme sebebiyet verme suçunu işlemesi de birlikte değerlendirilerek” şeklindeki yasal ve yeterli olmayan, dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçe ile sanık hakkında TCK’nın 50. ve 51. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2-Sabıkası bulunmayan sanık hakkında TCK’nın 89/4. maddesi gereğince ceza tayin edilirken, “sanığın kişiliği, sanığın geçmişteki hali ve aynı tip suçları işlemekteki ısrarlı tutumu” şeklindeki dosya kapsamına uygun düşmeyen gerekçeye yer verilmesi,
3-5320 sayılı Kanunun 5560 sayılı kanunla değişik 13. maddesinin “Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince soruşturma ve kovuşturma makamlarının istemi üzerine baro tarafından görevlendirilen müdafii ve vekile, avukatlık ücret tarifesinden ayrı olarak, Türkiye Barolar Birliğinin görüşü de alınarak Adalet ve Maliye Bakanlıkları tarafından birlikte tespit edilecek ücret, Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla yer alan ödenekten ödenir. Bu ücret, yargılama giderlerinden sayılır” yönündeki açık hükmü karşısında, katılanlar vekilinin CMK’nın 239. maddesi uyarınca baro tarafından atanmış olması nedeniyle, karar tarihi itibariyle 254 TL’nin sanıktan yargılama gideri olarak tahsili gerektiğinin gözetilmeyerek katılanlar yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi,
Kabule göre de;
Sanığın saat 10:00 sıralarında aracı ile kırmızı ışık ihlali yararak dönel kavşağa girdiğinde orta adadan soluna dönüş yapan H.. O.. idaresindeki motosiklete çarpması sonucu H.. O..’ın hayat fonksiyonlarına 5. derecede etki eden kemik kırıkları oluşacak şekilde ve motosiklette bulunan S.. A.. ve M.. I..’ın ise basit bir tıbbi tedavi ile giderilebilecek derecede yaralanmalarına sebep olduğu olayda, sanığın tam kusurlu olduğunun tespit ve kabul edilmesi karşısında; iki sınır arasında temel ceza belirlenirken adalet, hakkaniyet ve nasafet kurallarına uygun makul bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, asgari hadden ceza tayini ve sanığın eyleminde bilinçli taksirin koşulları oluştuğunun gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince tebliğnamedeki isteme aykırı olarak BOZULMASINA, bozma sonrası yapılacak yargılamada 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi hükmünün gözetilmesine, 15/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.