Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/12272 E. 2014/16783 K. 08.07.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12272
KARAR NO : 2014/16783
KARAR TARİHİ : 08.07.2014

Mahkemesi : Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık, 2873 sayılı Kanuna aykırılık,hakkı olmayan yere tecavüz

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine, 2873 sayılı Kanuna aykırılık suçundan mükerrer açılan davanın reddine ve hakkı olmayan yere tecavüz suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler katılanlar vekili ve sanık … tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanunun, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin….nın koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanunun 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, suç tarihinde, Kayseri Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 26/06/1993 gün 1493 sayılı kararı ile 1. derece doğal sit alanı olarak tescil edilen, aynı Kurul’ın 25/09/2003 gün 3409 sayılı kararı ile sınırları yeniden değerlendirilerek 3. derece doğal sit alanı olarak belirlenen kısımda yer alan, Kayseri İli, Y.. İlçesi, O.. Köyü, … parsel sayılı mera vasfındaki taşınmaza, sanık tarafından betonarme vasıfta bir yapı inşa edildiğinden bahisle açılan kamu davası ile ilgili olarak, D..ve Yeşilhisar Belediye Başkanlıkları tarafından ilgili Kurul kararının hoparlör ile 2003 yılında ilanının yapıldığı, sanığın ilanın yapıldığı bölgede yaşadığının gerek beyanları, gerekse MERNİS kayıtları ile sabit olduğu, kaldı ki, suça konu yapının bulunduğu arazinin hazine adına tescilli olması sebebiyle, eylemin hukuka uygun bir zeminde de icra edilmediği, bu kapsamda sanığın dava konusu yerin sit alanı içerisinde yer aldığını bildiğinin kabulü gerektiği, dosya kapsamında mevcut, çevre mühendisi, inşaat mühendisi ve peyzaj mimarı tarafından ortak olarak düzenlenen 11/01/2011 havale tarihli raporda, suça konu uygulamaların, herhangi bir görüntü kirliliğine neden olmadığı, doğal yapının ve köy yerleşim düzeninin siluetini değiştirecek şekilde yapılaşmalar olmadığı belirtilmiş ve bu rapor hükme esas alınarak sanığın beraatine dair yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, dosya kapsamında mevcut tespitler incelendiğinde, sanığın 3. derece doğal sit alanına betonarme vasıfta ev yapmak suretiyle, 2863 sayılı Kanunun 9. maddesi kapsamında fiziki ve inşai müdahalede bulunduğu sabit olmakla birlikte, sanığın savunmasında, suça konu yapının 5 yıllık olduğuna ilişkin beyanı karşısında, mahallinde tekrar inşaat mühendisi refakati ile keşif icra edilerek suça konu yapıda kullanılan malzemelerin eskiliği, renkteki solmalar ve yıpranma durumu dikkate alınarak yapılış tarihleri tereddüte yer vermeyecek şekilde saptanarak ve bu şekilde sanığın dava konusu uygulamaları zamanaşımı süresi içerisinde gerçekleştirip gerçekleştirmediği belirlenerek, sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik soruşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
Aynı zamanda, 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli kültür varlığı niteliğine haiz, 2873 sayılı Kanun kapsamında milli park olarak tescil edilen ve mera vasfındaki taşınmaza inşai ve fiziki müdahalede bulunulmuş olması halinde, özel kanun vasfında olup, ceza miktarı itibariyle de diğer suçlardan daha ağır olan 2863 sayılı Kanunun 65/1. maddesine göre değerlendirme yapılıp, 2873 sayılı Kanuna aykırılık ve hakkı olmayan yere tecavüz etmek suçları yönünden ise herhangi bir karar verilmemesi gerekirken, eylemin bölünerek, her bir suç bakımından ayrı ayrı hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 08/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.