YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12268
KARAR NO : 2014/16792
KARAR TARİHİ : 08.07.2014
Tebliğname no : 7 – 2011/237981
Mahkemesi : Beykoz 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 07/03/2011
Numarası : 2009/387 – 2011/187
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suçtan zarar gören Kültür ve Turizm Bakanlığı adına davaya katılma talebinde bulunulduğu ve yapılan talebe atfen şikayetçi kurumun katılan olarak kabulüne karar verildiği gözetilmeksizin, gerekçeli karar başlığında İ.. M..’nün katılan olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak değerlendirilmiştir.
2863 sayılı Kanunun, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanunun 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında
Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, sanığın, suç tarihinde, İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 15/11/1995 tarih ve 7755 sayılı kararı ile aynı kurulun 05/06/1996 tarih ve 8284 sayılı kararı ekinde yer alan 1/25000 ölçekli sit derecelendirme paftasına göre 3. derece doğal sit alanı içerisindeki, B.. İlçesi, Ç.. Mahallesi, Selçuk Sokak adresinde bulunan, orman vasfı ile maliye hazinesine ait olan suça konu taşınmaza hafriyat döktürüp, iş makinesi vasıtasıyla çalışma yaptığı sırada kolluk görevlileri tarafından suç üstü yakalandığı, dosya kapsamında mevcut savunmasında bahse konu yerin sit alanı olduğunu bilip bilmediğine ilişkin herhangi beyanda bulunmamasına karşın, bahse konu taşınmazın maliye hazinesi adına kayıtlı olması nedeniyle eylemin hukuka uygun bir zeminde icra edilmemesi ve izne bağlanmasının mümkün olmaması karşısında sanığın, bahse konu yerin doğal sit alanı vasfında olduğunu bildiğinin kabulü gerektiği, anlaşılmakla,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre sanığın, beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılan inşaat mühendisi ve sanat tarihçi tarafından düzenlenen raporlarda, dökülen hafriyatın kaldırılması halinde dahi, doğal yapının eski hale gelmesinin mümkün olmadığının belirtilmiş olması karşısında, sanığın eyleminin, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi 2863 sayılı Kanunun 65/a, değişiklik sonrası ise 65/1 maddesinde düzenlenen zarar suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, eylemin 2863 sayılı Kanunun 65/b maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu kanaatiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
5237 sayılı TCK’nın 61. maddesi gereğince, suçun işleniş biçimi, yeri, konusunun önem ve değerini, meydana gelen zarar ve sanığın kastının yoğunluğu gözetildiğinde, temel ceza tayin edilirken, alt sınırdan daha fazla uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince sanığın sonuç ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkı saklı tutularak BOZULMASINA, 08/07/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.