Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/12248 E. 2014/4100 K. 19.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12248
KARAR NO : 2014/4100
KARAR TARİHİ : 19.02.2014

Tebliğname No : 12 – 2013/95938
Mahkemesi :Sürmene Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi :28.02.2012
Numarası :2011/121 – 2012/44
Suç :Taksirle yaralama, Trafik güvenliğini tehlikeye sokma

Taksirle yaralama ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından sanığın mahkûmiyetine ilişkin hükümler, sanık ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay günü gündüz saat 13:50 sularında açık havada, meskun mahalde, bölünmüş, tek yönlü, 7,5 metre genişliğindeki yüzeyi ıslak, asfalt kaplama, eğimsiz hafif virajlı yolda idaresindeki kamyonetle seyir halinde bulunan sanığın, önünde aynı istikamete doğru idaresindeki otomobille seyreden T.. G..’ün aracına arkadan çarpması şeklinde gelişen olayda; sürücü T.. aracında bulunan ve yargılama aşamasında bulunamaması sebebiyle beyanının alınmasından vazgeçilen mağdur Ş..T.. olay sonrası 24.04.2011 tarihinde kolluk görevlilerince alınan beyanında “kaza anında şiddetli bir şekilde ön tarafa doğru kendimi vurdum ve 2 sn sonra tekrar kendimi ön tarafa vurdum.” şeklindeki beyanı, yine kolluk görevlilerince düzenlenen 26.05.2011 tarihli tutanakta mağdurun telefonu aranarak yapılan görüşmede, trafik kazasında herhangi bir hastaneye gidip gitmediğinin, gitmiş ise muayene olup olmadığının sorulması üzerine mağdurun, kazadan sonra yaralı kardeşi B.. T.. ile birlikte Sürmene Devlet Hastanesine gittiğini, kendisinin sadece gözle muayene olduğunu, sağlık durumunun iyi olması ve kazadan dolayı herhangi bir rahatsızlığı bulunmadığını beyan etmesi sebebiyle hastanenin rapor düzenlemediğini ifade ettiğinin belirtilmesi karşısında; mağdurdaki yaralanmanın TCK’nın 89/1. maddesi anlamında vücuda acı veren veya sağlığı ya da algılama yeteneğini bozan bir durum olmasına rağmen sağlık kuruluşunca rapor düzenlenmediği, sağlık kuruluşunda görevli doktorun ihmali eyleminin sanık lehine yorumlanamayacağı, soruşturma aşamasında alınan beyanında şikayetçi olduğunu belirten mağdurun açıkça şikayetinden vazgeçmesinin de söz konusu olmadığı, bu itibarla sanığın eyleminin TCK’nın 89/1. maddesi kapsamında kalan taksirle yaralama suçunu oluşturduğu anlaşıldığından tebliğnamede, mağdurların şikayetinin bulunmaması ve mağdur Ş.. de herhangi bir yaralanmasının bulunmaması sebebiyle sanığın sadece trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılması yönünde bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın bir nedene dayanmayan ve yerinde görülmeyen; mahalli Cumhuriyet savcısının sair nedenlere ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Kolluk görevlilerince düzenlenen yakalama tutanağı ve Sürmene Devlet Hastanesince düzenlenen adli rapor içeriklerine göre ayakta durmayacak derecede aşırı alkollü bir şekilde sevk ve idaresindeki otomobille seyir halinde olan sanığın, önünde aynı istikamete seyreden sürücü T..aracına arkadan tam kusurlu olarak çarpması şeklinde gelişen ve mağdur Ş.T..yaralanmasıyla sonuçlanan olayda; basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek şekilde yaralanan R.. G.. de dahil olmak üzere diğer mağdurların sanık hakkındaki şikayetlerinden vazgeçtikleri, kabulün de R.. G.. dışındaki mağdurların şikayetten vazgeçtikleri yönünde olmasına karşın sanık hakkında, bir kişinin yaralanması nedeniyle TCK’nın 89/1. maddesi yerine TCK’nın 89/4. maddesinin tatbiki suretiyle fazla ceza tayini,
2- Sanık hakkında tayin olunan temel cezada takdiri indirim yapılırken, hükmolunan hapis cezası adli para cezasına çevrilirken, yine adli para ceza cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısı belirtilirken ve adli para cezasının taksitlendirilmesine karar verilirken uygulanan Kanun ve maddelerinin gösterilmemesi ssuretiyle CMK’nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,
3- Gerekçeli karar başlığında suçun işlendiği zaman diliminin gösterilmemesi suretiyle CMK’nın 232/2-c maddesine aykırı davranılması,
4- 5237 sayılı TCK’nın 179/3. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun tehlike suçu, TCK’nın 89. maddesinde düzenlenen taksirle yaralama suçunun zarar suçu olduğu, zarar suçunun oluştuğu ahvalde sanığın yalnızca bu suçtan cezalandırılması ile yetinilmesi gerekirken, ayrıca trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan da mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
Kolluk görevlilerince düzenlenen yakalama tutanağı ve Sürmene Devlet Hastanesince düzenlenen adli rapor içeriklerine göre ayakta durmayacak derecede aşırı alkollü bir şekilde araç sevk ve idare ederek tam kusurlu eylemiyle kazaya sebebiyet veren sanık hakkında bilinçli taksirin yasal şartlarının oluştuğu gözetilmeden sanık hakkında TCK’nın 22/3. maddesinin uygulanmaması suretiyle eksik ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, sanık ve mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. ve 326. maddeleri uyarınca, Cumhuriyet savcısının temyizinin sanık lehine olması sebebiyle sanığın kazanılmış hakkı da gözetilerek tebliğnamedeki isteme uygun olarak BOZULMASINA, 19.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.