Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/12122 E. 2014/3823 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12122
KARAR NO : 2014/3823
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/266747
Mahkemesi : Terme Sulh Ceza Mahkemesi
Tarihi : 16/07/2012
Numarası : 2012/97 – 2012/534
Suç : Taksirle yaralama

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet Savcısı tarafından sanık lehine temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre; mahalli Cumhuriyet Savcısının sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1 – Sanığın olayda tam kusurlu oluşu dikkate alınarak TCK’nın 61. maddesi gereğince temel cezanın asgari hadden uzaklaşılarak belirlenmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2 – 5237 sayılı TCK’nın 61/2. maddesine aykırı olarak, 5237 sayılı TCK’nın 22/3. maddesinin aynı Kanunun 89/1. maddesi gereğince belirlenen temel cezadan sonra uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
3 – Sanık hakkında, katılanın basit şekilde yaralanmasına neden olmak suçundan dava açıldığı, yargılama aşamasında aldırılan katılanın kesin raporuna göre ise, katılanın olay nedeniyle temporal bölgede yaklaşık 6 cm uzunluğunda skar izi oluşacak şekilde yaralandığı tespit edilmiş ise de, 5271 sayılı CMK’nın 226/2. maddesi uyarınca iddianamede yer almayan 5237 sayılı TCK’nın 89/2-d maddesinin uygulanabilmesi için sanığa ek savunma hakkı verilmesi gerektiği gözetilmeyerek, sanığa verilen cezanın TCK’nın 89/2-d maddesi uyarınca artırılmasına karar verilmesi,
4 – Katılan hakkında düzenlenen 26/03/2010 tarihli geçici raporda katılanın, frontal orta alt bölgede 4-5 cm’lik kesi oluşacak şekilde yaralandığı, 05/08/2011 tarihli kesin raporda ise temporal bölgede 6 cm’lik skar izi bulunduğunun belirtildiği, her iki raporun eklerinde bulunan şemalarda yaralanma yerlerinin farklı gösterilmesi ve katılanın yaralanmasının sabit iz oluşturduğunun belirtilmemesi karşısında katılanın yaralanmasının yüzde sabit iz niteliğinde olup olmadığı hususunda yeniden rapor alınarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiğinin gözetilememesi,
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeblerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, CMUK’un 326/son maddesi gereğince sanığın ceza miktarı itibari ile kazanılmış hakkının gözetilmesine, 17/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.