Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/12086 E. 2014/14208 K. 10.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/12086
KARAR NO : 2014/14208
KARAR TARİHİ : 10.06.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/94250
Mahkemesi : Bodrum 3. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 17/11/2011
Numarası : 2010/142 – 2011/643
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanunun, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin K.. B..nın koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanunun 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,
Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde, sanığın gerek dosya kapsamında mevcut savunması, gerekse tescil kararlarının Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu tarafından verilip, bu kararların 2863 sayılı Kanun’un 61. maddesi gereğince Resmi Gazetede yayınlanması karşısında, suça konu yapının kentsel ve 3. derece arkeolojik sit alanında kalıp, ayrıca korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli olduğunu bildiğinin kabulü gerektiği anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılan kurum vekilinin, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Taşınmaz Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 03/07/1987 gün, 3492 sayılı kararı ile kentsel ve 3. derece arkeolojik sit alanında yer alıp, aynı Kurul’un 07/03/1986 gün 2031 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli … İli, .. İlçesi, … Mahallesi, 133 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan yapının düz çatısı üzerinde kısmen yapılaşma olduğu, ahşap konstriksiyonlu uygulamalar yapıldığı ve derzli olan cephenin düz sıva yapıldığından bahisle açılan kamu davası ile ilgili olarak, suça konu yapının üzerindeki kapalı alanın tescil kararından önce 1970 yılında da bulunup, suç teşkil etmediği, yine taşınmaza ilişkin Muğla Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 10/06/2003 tarihli envanter fişinde, binanın derzsiz, düz sıvalı olarak gözüktüğü anlaşılmakla birlikte, 2010 yılı olarak belirlenen suç tarihinde, sanığın tescilli yapının terasında bulunan pergoleyi koruma kurulu veya koruma uygulama ve denetim bürosundan izin almaksızın yenilediği, dosya kapsamında mevcut tarafsız arkeolog, harita mühendisi ve inşaat mühendisi tarafından düzenlenen raporlarda da belirtildiği üzere bu uygulamanın 3194 sayılı İmar Kanununun 21. maddesi kapsamında basit tadilat niteliğinde olduğunun anlaşılması karşısında, sanığın sübuta eren eyleminin 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişiklik öncesi 65/d, değişiklik sonrası ise 65/4 maddesindeki suçu oluşturacağı gözetilmeksizin, eylemin suç teşkil etmeyeceği kanaatiyle beraatine ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10/06/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.