Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/11250 E. 2014/4586 K. 25.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/11250
KARAR NO : 2014/4586
KARAR TARİHİ : 25.02.2014

Tebliğname no : 9 – 2011/155597
Mahkemesi : Ankara 8. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 20.12.2010
Numarası : 2010/573-2010/698
Suç : Taksirle yaralama

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii, katılanlar ve katılan M.. K.. vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin kusur durumuna, katılanlar ve katılan M..vekilinin ise sanığın olası kastla hareket ettiğine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Olaydan yaklaşık yarım saat sonra yapılan ölçümde 108 promil alkollü olduğu tespit edilen sanığın, alkol miktarı itibariyle atılı suçu bilinçli taksirle işlediği, tayin olunan cezasında bu nedenle TCK’nın 22/3. maddesi uyarınca arttırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1 ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle TCK’nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, sanığın tam kusurlu olduğunun mahkemece de kabul edildiği somut olayda, taksirin yoğunluğu ve üç kişinin yaralandığı da gözetilerek, alt sınır aşılarak hak ve nasafete uygun bir ceza tayini yerine, asgari hadden ceza tayin edilmesi,
3-Sonuç olarak 5 ay hapis cezasına mahkum edilen ve cezası ertelenen sanık hakkında TCK’nın 51/3. maddesi uyarınca denetim süresi belirlenmemesi ve denetim süresi içinde herhangi bir yükümlülük belirlenip belirlenmeyeceği, sanığa rehberlik edecek uzman bir kişi görevlendirilip görevlendirilmeyeceği hususu ile ertelemeye dair TCK’nın 51. maddesinin 7. ve 8. fıkralarındaki ihtar ve açıklamalara hüküm fıkrasında yer verilmemesi,
4-TCK’nın 53/6. maddesi gereğince sanığın sürücü belgesinin 3 ay geri alınmasına karar verildikten sonra, güvenlik tedbiri olması nedeniyle anılan Kanunun 62. maddesi uyarınca bu süreden indirim yapılamayacağının gözetilmemesi,
5-Yargılama sırasında katılanlardan sadece M.. K.. kendisini vekil ile temsil ettirmiş olmasına karşın, hükümde vekalet ücretinin sanıktan alınarak katılanlara verilmesine karar verilmesi ve karar başlığında katılan M..’ın vekilinin kendisini vekil ile temsil ettirmeyen diğer katılanların da vekili olarak gösterilmesi,
6-TCK’nın 51/1. maddesi gereğince erteleme hükümlerinin sadece cezalara ilişkin olduğu gözetilmeksizin, sanık hakkındaki güvenlik tedbiri niteliğinde olan sürücü belgesinin geri alınmasına dair hükmün de ertelenmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin, katılanların ve katılan M.. K.. vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 25.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.