Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/11230 E. 2014/13112 K. 28.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/11230
KARAR NO : 2014/13112
KARAR TARİHİ : 28.05.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/97867
Mahkemesi : Bursa 6. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 01/12/2010
Numarası : 2009/1806 – 2010/1838
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların mahkumiyetine ilişkin hüküm, şikayetçi vekili ve sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suçtan zarar gördüğü anlaşılan ve verdiği temyiz dilekçesi ile katılma isteğini ortaya koyan Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın CMK’nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;
2863 sayılı Kanunun, 11/10/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanunun 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 13/01/1979 gün 10888 sayılı kararı ile doğal sit alanı olarak tescil edilip, Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 21/06/2003 gün 9893 sayılı kararı ile 1. derece doğal sit alanı olarak belirlenen sınırlar dahilinde yer alan, Bursa İli, Osmangazi İlçesi, Gökçeören Köyü, Kavalan Mevkiinde bulunan arazi üzerine sanıklar tarafından betonarme vasıfta yapılar inşa edildiğinden bahisle açılan kamu davası ile ilgili olarak, sanıkların dosya kapsamında mevcut savunmalarında, suça konu yapıların bulunduğu arazinin sit alanında kaldığını bilmediklerini beyan ettikleri, ancak bahse konu bölgenin sit alanı olarak tesciline ilişkin Yüksek Kurul kararının 18/11/1983 tarihinde Resmi Gazete’de ilan edilmiş olması ile tespit tarihinde sadece kargı betonu ve kolonları atılmış yapıların, mahallinde yapılan keşifte inşasının bitirilip, içerisinde ikamet edilebilecek bir hale getirilmiş olması hususu dikkate alındığında, sanıkların dava konusu yerin sit alanı içerisinde yer aldığını bildikleri, buna rağmen Kurul’dan izin alınması mümkün olmayan taşınmaz üzerine betonarme vasıfta yapılar inşa etmek suretiyle müdahalede bulundukları, anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekili ve sanıklar müdafinin, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Bünyesinde koruma, uygulama denetim büroları kurulan idarelerden izin almaksızın veya izne aykırı olarak izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunanların, 2863 sayılı Kanunun 65/d maddesi gereğince cezalandırılması gerekeceği, bu kapsamda, suça konu taşınmazın bulunduğu ilde Büyükşehir Belediye Başkanlığı veya İl Özel İdaresi bünyesinde koruma, uygulama denetim bürosu kurulup kurulmadığı araştırılıp, eğer kurulmuş ise, taşınmazın bulunduğu yerin Büyükşehir Belediye Başkanlığı veya İl Özel İdaresi bünyesinde kurulan koruma, uygulama denetim bürosunun sorumluluk alanı kapsamında olup olmadığı hususu tespit edilip, hükümden sonra, 08.10.2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1 ve 65/4 maddeleri gereğince sanığın hukuki durumunun yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
1-5237 sayılı TCK’nın 51/1-b maddesinde, suçu işledikten sonra yargılama sürecinde gösterdiği pişmanlık dolayısıyla tekrar suç işlemeyeceği konusunda kanaatin oluşması, halinde hapis cezasının ertelenebileceği belirtilmiş olduğu halde, tespit tarihinde sadece kargı betonu ve kolonları atılmış yapıların, mahallinde yapılan keşifte inşasının bitirilip, içerisinde ikamet edilebilecek bir hale getirilmiş olması hususu dikkate alındığında, sanıkların tekrar suç işlemeyeceği kanaatine varılamayacağı ve bu sebeple haklarında tayin edilen hapis cezasının ertelenemeyeceği gözetilmeksizin, tayin edilen hapis cezasının ertelenmesine karar verilmesi,
2-5237 sayılı TCK’nın 51/7. maddesi uyarınca denetim süresi içinde sanığın kasıtlı bir suç işlemesi ve kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine, denetim süresi içerisinde işlenecek ikinci suçtan dolayı hüküm veren mahkeme tarafından karar verileceği gözetilmeden, infazı kısıtlar şekilde, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde cezanın tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verilmesi,
3-Sanık hakkında tayin edilen hapis cezasının uzun süreli olduğu gözetilmeden, TCK’nın 53/4 maddesine aykırı olarak, cezası ertelendiğinden bahisle 53/1 maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanmamasına karar verilmesi,
4-Sanık hakkında tayin edilen adli para cezasının taksitlendirilmesi sırasında, taksit aralığının gösterilmemesi suretiyle TCK’nın 52/4. maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 28/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.