Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/11226 E. 2014/3238 K. 11.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/11226
KARAR NO : 2014/3238
KARAR TARİHİ : 11.02.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/63412
Mahkemesi : Demirci Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 30.11.2010
Numarası : 2009/32-2010/167
Suç : Taksirle öldürme

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay tarihinde, gündüz vakti, meskun mahal dışında, çift yönlü, asfalt kaplı yolda idaresindeki kamyon ile kendi şeridinde seyir halinde olan sanık, olay mahalli hafif virajlı bölüme geldiğinde, karşı yönden hızla gelen ve hakkında beraat kararı verilen Z.. Ş.idaresindeki minibüs ile karşı şeride (sanığın seyir şeridine) tecavüz ederek ilerlediği sırada sanığın da kendi şeridinden gelen aracı görünce karşı şeride yöneldiği, burada adı geçen Z.. Ş..’i farkedince kendi şeridine yönelerek sanığın idaresindeki kamyonun minibüsün sol kısmı ile çarpıştığı ve minibüsün devrilerek bir kişinin öldüğü olayda, sanığın savunması ve bu savunmayı doğrulayan tarafsız tanık F.. E..’ın beyanı, minibüsün cantına ait kazıntı izi ve yönü ile araç parçalarının konumları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, sanığın olay nedeniyle eşit kusurlu kabul edilmesi gerekeceği, 5271 sayılı CMK’nın 62, 63 ve 67. maddelerinde bilirkişi atanması, bilirkişi raporu ve uzman mütalaası alınmasına ilişkin düzenlemelere yer verilerek çözümü uzmanlığı özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişi görüşüne başvurulacağı ancak, bilirkişi raporlarının mahkemeyi bağlayıcı değil delilleri değerlendirme vasıtalarından biri olduğu, mahkemelerin gerekçelerini açıklamaları suretiyle bilirkişi raporuna itibar edip etmeme hususunda takdir ve değerlendirme hakkını haiz bulunduğu, bilirkişi tarafından münhasıran hakimin yetkisinde bulunan kusurluluk konusunda, herhangi bir değerlendirme yapılmaması gerekmekle birlikte bu yöndeki bir değerlendirmenin de hakimi bağlayıcı bir yönünün bulunmadığının belirtilmesine rağmen, oluşa uygun düşmeyen ve sanığın tam kusurlu olduğu yönündeki Adli Tıp Kurumu raporu ve keşif sonrası sunulan bilirkişi raporuna itibar edilemeyeceğinden, sanığın eşit kusurlu olması hususu da nazara alındığında, adalet, hakkaniyet ve nasafet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı BOZULMASINA, 11.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.