Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/11197 E. 2014/4601 K. 25.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/11197
KARAR NO : 2014/4601
KARAR TARİHİ : 25.02.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/28179
Mahkemesi : Adana 3. Sulh Ceza Mahkemesi
Tarihi : 31.10.2012
Numarası : 2012/797-2012/1899
Suç : Taksirle yaralama

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dosya kapsamına göre, sanığın üzerine atılı taksirle yaralama suçu ile ilgili, aracını parkederken gerekli güvenlik önlemlerini almadığı için tam kusurlu olarak olaya sebebiyet verdiğinden bahisle mahkumiyetine karar verilmiş ise de, görgüye dayalı tanık beyanının bulunmadığı, olaydan sonra düzenlenen basit krokinin mahkemenin kabulü ile çeliştiği, kovuşturma evresinde yapılan keşif sonrası sunulan bilirkişi raporunun dosya içeriğine uygun olmadığı, sanığın atılı suçu kabul etmediği, olaydan sonra otomobilin güvenli park edilmediği yönünde herhangi bir tespitin olmadığı ve olayın sanığın kusurundan ileri geldiğine ilişkin mahkûmiyetine yeterli delil bulunmadığı gözetilmeksizin sanığın yüklenen suçtan beraati yerine mahkumiyetine hükmolunması,
Kabule göre de;
1-TCK’nın 51. maddesinin sanık hakkında uygulanıp uygulanmamasına karar verilirken, sanığın kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu, suçun işlenmesindeki özellikler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle takdir hakkının kullanılmasının gerektiği, dosya içeriğine göre; kasıtlı suçtan hapis cezasına mahkumiyeti bulunmayan sanığın dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışının bulunmadığı halde; “Sanığın katılan tarafın zararını gidermemiş olması, katılanın duymuş olduğu acı ve ızdırap cezanın caydırıcılık özelliği, sanığın tamamen kusurlu olması” şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçe ile sanık hakkında, TCK’nın 51. maddesinde düzenlenen erteleme hükümlerinin uygulanmamasına karar verilmesi,
2-5320 sayılı Kanunun 5560 sayılı Kanunla değişik 13. maddesinin “Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince soruşturma ve kovuşturma makamlarının istemi üzerine baro tarafından görevlendirilen müdafi ve vekile, avukatlık ücret tarifesinden ayrık olarak, Türkiye Barolar Birliğinin görüşü de alınarak Adalet ve Maliye Bakanlıkları tarafından birlikte tespit edilecek ücret, Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla yer alan ödenekten ödenir. Bu ücret, yargılama giderlerinden sayılır” yönündeki açık hükmü karşısında katılan mağdur küçük vekilinin CMK’nın 239. maddesi uyarınca baro tarafından atanmış olması nedeniyle katılan yararına avukatlık ücretine hükmedilemeyeceği, bu miktarın sanıktan yargılama gideri olarak tahsili gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Hüküm özeti ile gerekçeli karar altında yer alan nüshalarının mühürlenmemesi suretiyle CMK’nın 232/7. maddesine aykırı davranılması,
4-10.07.2012 tarihli duruşmada hakkında katılma kararı verilen S..Ö.’ün adının gerekçeli karar başlığında katılan yerine müşteki olarak yazılması,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 25.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.