Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/11189 E. 2014/4583 K. 25.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/11189
KARAR NO : 2014/4583
KARAR TARİHİ : 25.02.2014

Tebliğname no : 12 – 2013/22200
Mahkemesi : Kemer Sulh Ceza Mahkemesi
Tarihi : 22.11.2012
Numarası : 2012/284-2012/861
Suç : Taksirle yaralama, Trafik güvenliğini tehlikeye sokma

Taksirle yaralama ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık ve üst Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanığın olaydan yaklaşık üç buçuk saat sonra yapılan ölçüme göre 165 promil alkollü olarak kullandığı otomobil ile, meskun mahalde, gece vakti, orta refüj ile bölünmüş tek yönlü caddede seyir halinde iken, direksiyon hakimiyetini kaybederek kaymaya başladığı ve önünde aynı yönde seyir halinde olan katılanın idaresindeki bisiklete arkadan çarparak katılanın basit tıbbi müdahale ile iyileşebilecek biçimde yaralanmasına neden olduğu olayda; sanığın eyleminde trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarının oluştuğu, bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına neden olan sanığın, tehlike suçunun meydana gelen netice ile zarar suçuna dönüşmüş olması karşısında, taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ise hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, sanık hakkında taksirle yaralama ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından ayrı ayrı mahkumiyet hükmü kurulması,
2-Taksirle yaralama suçuna ilişkin uygulamada, iki sınır arasında temel ceza belirlenirken; suçun işleniş biçimi, meydana gelen zararın ağırlığı, sanığın tam kusurlu olması nazara alınıp adalet, hakkaniyet ve nasafet kurallarına uygun olarak makul bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, asgari hadden ceza tayini,
3-Güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldıracak şekilde 168 promil alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sanığın eyleminde bilinçli taksirin koşullarının oluştuğu, tayin olunan cezasında bu nedenle TCK’nın 22/3. maddesi uyarınca artırım yapılması gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurularak, sanık hakkında eksik ceza tayini,
4-Taksirle yaralama suçundan hüküm kurulurken;
Hüküm fıkrasının 1. bendinde “suçun işleniş biçimi, sanığın olaydaki kusur durumu, olayın meydana geliş şekli, mağdurda meydana gelen yaralanmanın ölçüsü, suç konusunun önem ve değeri dikkate alınarak para cezası müeyyidesi seçilerek” denmesine rağmen sanık hakkında 3 ay hapis cezası tayin edilmek suretiyle çelişkiye düşülmesi,
5-TCK’nın 89/1. maddesinde hapis cezası ile adli para cezasının seçenekli düzenlendiği, TCK’nın 50/2. maddesine göre, seçimlik cezalardan hapis cezasının tercih edilmesi halinde, cezanın artık adli para cezasına çevrilemeyeceği şeklindeki hükmüne rağmen, sanık hakkında taksirle yaralama suçundan tayin edilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi;
Kabule göre de;
6-Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm kurulurken sanığın TCK’nın 53. maddenin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğunun, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilmesine kadar” diğer kişiler yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” karar verilmek gerektiği gözetilmeden 53. maddenin (3) numaralı fıkrasına aykırılık oluşturulması,
7-Mükerrirlere özgü infaz rejimini düzenleyen 5275 sayılı Kanununun 108. maddesinin 2. fıkrasında “Tekerrür nedeniyle koşullu salıverme süresine eklenecek miktar, tekerrüre esas alınan cezanın en ağırından fazla olamaz” hükmüne, 3. fıkrasında ise “İkinci defa tekerrür hükümlerinin uygulanması durumunda, hükümlü koşullu salıverilmez” hükmüne yer verilmiş olması nedeniyle sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas alınabilecek birden fazla hükümlülüğün bulunması halinde bunlardan en ağırının esas alınması ve tekerrüre esas alınan ilamın hükümde açıkça gösterilmesi gerekliliğine ve sanığın adli sicil kaydında yer alan Antalya 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2005/510-492 E-K sayılı ilamıyla uyuşturucu madde satmak suçundan aldığı ve 24.04.2010 tarihinde infaz edilen 4 yıl 2 ay hapis cezasının tekerrüre esas alınabilecek en yüksek cezayı içerdiğinin anlaşılmasına rağmen mahkeme tarafından Seydişehir Sulh Ceza Mahkemesi’nin 5 ay hapis cezasına ilişkin 2007/180 E, 2008/374 K. sayılı ilamının tekerrüre esas alınması,
Kanuna aykırı olup, sanığın ve üst Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, 25.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.