Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/11131 E. 2013/15380 K. 05.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/11131
KARAR NO : 2013/15380
KARAR TARİHİ : 05.06.2013

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : İki sanık hakkında da: Şikayetten vazgeçme nedeniyle kamu davasının düşmesi

Taksirle yaralama suçundan her iki sanık hakkında da açılmış olan kamu davalarının şikayetten vazgeçme nedeniyle düşmesine ilişkin hükümler, mahalli Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü :
Cumhuriyet savcılarının nezdinde görev yaptıkları Asliye Ceza Mahkemesi kararlarına karşı, 5271 sayılı CMK’nın 260/2 ve 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 310. maddesi uyarınca tefhimden itibaren bir hafta içinde kanun yollarına başvuru hakkı mevcut iken, 14.04.2011 tarihinde yürülüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 3. maddesi ile 01.01.2014 tarihine kadar Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan duruşmalara Cumhuriyet savcısının bulunmayacağı, ancak verilen hükümlere karşı kanun yollarına başvurabilmesi amacıyla dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderileceği hüküm altına alınmıştır. Bu açık yasal düzenlemeler uyarınca, Cumhuriyet savcılarının nezdinde görev yaptıkları asliye ceza mahkemesi kararlarına karşı hükümlerin Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği tarihten itibaren bir hafta içinde kanun yollarına başvuru haklarının bulunduğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır. Bu itibarla, Beyşehir Asliye Ceza Mahkemesince verilen 24.06.2011 tarihli hükmün 29/02/2012 tarihinde görüldüsünü yapan mahalli Cumhuriyet savcısının 01/03/2012 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede ;
Sanıklardan … hakkındaki aleyhe temyiz isteminden daha sonra vazgeçen mahalli Cumhuriyet Savcısının, sanık … hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Olay gecesi saat 22:00 sularında, hakkında düşme kararı kesinleşen diğer mağdur-sanık …’ın yönetimindeki otoyla, aydınlatması ve banketi bulunmayan, meskun mahal dışı, iki yönlü, 6 m. genişliğindeki, hafif eğimli ve hafif virajlı yolda, geçme yasağı levhası ve yol ortasında bulunan geçme yasağı çizgisine rağmen ve yolun dik yokuşlu olmasını dikkate almadan önündeki plakası belirlenemeyen kamyonu hatalı şekilde geçmek istediği sırada şerit ihlali yaparak, karşı yönden gelen sanık … yönetimindeki kamyonetle onun şeridinde çarpışması neticesi, mağdur-sanık ve … ile onun aracında yolcu olarak bulunan
mağdur …’ın ve sanık … ile onun aracında bulunan mağdur …’in basit tıbbi müdahaleyle giderilebilir şekilde, mağdur-sanık …’ın arcındaki diğer yolcu mağdur …’ın ise 2. derece kaburga kemik kırığı oluşturacak şekilde yaralanmalarına tali kusurlu şekilde neden olan sanığın eyleminde bilinçli taksirin unsurlarının oluştuğu, dolayısıyla kovuşturma aşamasında şikayetinden vazgeçmiş olsa da, mağdur …’ın basit tıbbi müdahaleyi aşan şekilde 2. derece kaburga kemik kırığı oluşturacak ölçüde yaralanması yönünden TCK’nın 89/5. maddesi uyarınca sanığın eyleminin takibi şikayete bağlı olmaktan çıktığı gözetilerek sanığın eylemine uyan TCK’nın 89/1,2-b ve 22/3. maddeleri gereğince mahkumiyeti yerine, yazılı şekilde taksirle yaralama suçundan sanık hakkında açılan kamu davasının düşmesine karar verilmesi ,
Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle, hükmün bu nedenle, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 05/06/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.