Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/11010 E. 2014/22524 K. 12.11.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/11010
KARAR NO : 2014/22524
KARAR TARİHİ : 12.11.2014

Tebliğname no : 7 – 2011/218578
Mahkemesi : İstanbul 3. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 29/04/2011
Numarası : 2010/159 – 2011/219
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanıklar müdafiinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
İstanbul 1. Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 12/07/1995 gün 6848 sayılı kararı ile tescil edilen tarihi yarımada ve kentsel sit alanı sınırlarında kalan, İstanbul ili, Eminönü ilçesi, C..mahallesi, C.caddesi,.ada. parsel üzerine yapılmak istenen bina için hazırlanan projenin, İstanbul 4 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 17/09/2008 gün 2373 sayılı kararı ile onaylandığı, ancak bahse konu taşınmaz üzerinde, eski bir mezar bulunduğu hususunda çevre sakinleri tarafından ilgili kurumlara müracaatlarda bulunulmuş olması, taşınmaz üzerinde eski bir mezar bulunduğunun, gerek taşınmaz maliki S.. B.., gerekse proje müellifi olan mimar N.. K.. tarafından bilinmesine karşın, olay günü yapılmak istenen binanın temel kazısı sırasında mezarın açıldığı anlaşılmakla birlikte, üniversitelerin arkeoloji ve sanat tarihi kürsülerine mensup öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi kuruluna, suça konu mezardan ele geçen parçalar ve dosya kapsamında mevcut fotoğraflar incelenerek, bu parçalarla bir bütün olan mezarın 2863 sayılı Kanun’un 6. maddesi kapsamında, korunması gerekli kültür varlığı niteliğine haiz olup olmadığı, kültür varlığı olduğunun anlaşılması halinde, atılı eylem sebebiyle, kültür varlığına, geri dönüşümü mümkün olmayacak şekilde zarar verilip verilmediği hususunda rapor düzenlettirilip, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, soyut olarak zarar verildiği kabulüne dayalı eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
1-Aralarında menfaat çatışması bulunan sanıklar S.. B.. ve N.. K..’ın aynı müdafii tarafından temsil edilmeleri suretiyle CMK’nın 152. ve Avukatlık Kanunu’nun 38/b maddelerine aykırılık yapılması,
2-21/02/2009 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında 17/02/2009 olarak gösterilmesi,
3- TCK’nın 51/3 maddesi aykırı olarak, uzun süreli hapis cezası ertelenen sanıklar hakkında denetim süresi belirlenmesi gerektiğinin nazara alınmaması,
4-Sanıkların eylemine uyan 2863 sayılı Kanun’un 65/a maddesinde, hapis cezası yanında, beş bin güne kadar adli para cezası tayin edileceğinin öngörülmüş olması karşısında, adli para cezasının TCK’nın 52/2 maddesi gereğince, belirlenen tam gün sayısının, bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin, doğrudan 60.000 TL adli para cezası tayin edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanıklar müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8.maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, hükümlerin isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi