Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/10638 E. 2014/10955 K. 06.05.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/10638
KARAR NO : 2014/10955
KARAR TARİHİ : 06.05.2014

Tebliğname no : 12 – 2012/89997
Mahkemesi : Aydın 1. Asliye Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 22/11/2011
Numarası : 2010/53-2011/931
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümler, katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 01/10/2009 olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.
Gayrimenkul Eski Eserler ve Anıtlar Yüksek Kurulu’nun 17.11.1978 tarih ve A-1370 sayılı kararıyla korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen Aydın ili, Ramazan Paşa mahallesindeki Ömer Muharrem Şevkatiye Çeşmesi’nin bitişiğinde bulunan ve bu nedenle tescilli yapının koruma alanı içerisinde kalan dükkanın hissedarı ve kiraya vereninin sanık Ş.. A.. olduğu, sanık T.. Ö..’ın da bu dükkanın 2004 yılından itibaren kiracısı olduğu, Aydın Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu görevlilerince yerinde yapılan 28.08.2009 tarihli incelemede, dükkan içerisinden duvarın yıkılarak, tescilli yapı içerisine kapı açıldığının, tescilli yapının da içerisinin fayans ile döşenerek dükkanın bir kısmı olarak kullanıldığının tespit edildiği, bunun üzerine Aydın Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 29.09.2009 tarih ve 2309 sayılı kararıyla sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği, gerek 23.09.2009 tarihli Aydın Müze Müdürlüğü’nce hazırlanmış rapor, gerekse olay yeri keşfine iştirak eden Sanat Tarihi Bölümü öğretim görevlisinden alınan 20.05.2010 tarihli rapor içeriğinden tescilli taşınmaz kültür varlığı içerisinde izinsiz olarak inşai faaliyette bulunulduğu ve böylece 2863 sayılı Kanuna aykırılığın sabit olduğu, her ne kadar üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmeyen sanıkların ifadelerinde, davaya konu faaliyetlerin çok önceden yapıldığını, kendileri tarafından yapılan bir müdahalenin olmadığını beyan etmişler ve yargılama neticesinde bu beyanlar esas alınarak sanıkların beraatine karar verilmiş ise de, dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporlarında, davaya konu izinsiz yapıların yapıldıkları tarihlerin tespit edilmemiş olması karşısında, öncelikle suça konu yerde, inşaat mühendisi bilirkişi ile tekrar keşif yapılarak, müdahale kapsamında kalan yapıların eskime durumları, kullanılan malzemelerin yıpranma özellikleri de dikkate alınarak, suç tarihlerinin tereddüte yer bırakmayacak şekilde tespit edilip sonucuna göre sanıkların hukuki
durumlarının takdir ve tayininin gerektiği, ayrıca; üzerinde müdahale gerçekleştirilen taşınmazın 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında tescilli kültür varlığı olması nedeniyle taşınmazda izinsiz ya da izin kapsamı dışında yapılan her türlü inşai faaliyetin suç oluşturacağı, bu bakımdan müdahalenin binanın içinde ya da dışında gerçekleştirilmesinin önem arz etmediği, bu kapsamda tescile esas bilgi ve belgeler getirtilerek, izinsiz yapılan tadilatın yapının tescil edilmesine neden olan kriterlere uygun olup olmadığının, yapıya ait orjinal dokuya uyum sağlayıp sağlamadığının, tescilli kültür varlığında zarar meydana getirip getirmediğinin belirlenmesi gerektiği anlaşılmakla, olay yerinde keşif icra edilerek, tescilli yapı ile bitişik dükkanda duvar yıkılıp tescilli yapı içerisine girme, araya pvc malzemeden kapı yapma, tescilli yapı içerisini fayans ile döşeme faaliyetlerinin, tescilli kültür varlığının bütünü ve dolayısıyla orjinal dokusu ile uyumlu olup olmadığının, niteliğinin ve yapıda zarar meydana getirip getirmediğinin belirlenmesi, taşınmazın bu nitelikte bir zarar gördüğünün belirlenmesi durumunda sorumluların, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1-1.cümlesi uyarınca cezalandırılması, bu nitelikte bir zararın mevcut olmadığının, ancak yapılan tadilatın ruhsata tabi inşai ve fiziki müdahale kapsamında bulunduğunun belirlenmesi durumunda, 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1-2.cümlesi uyarınca cezalandırılması, yapılan bu tadilatın ruhsata tabi olmayan, “basit onarım” niteliğinde olduğunun belirlenmesi halinde ise, 5498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/4. maddesi ile cezalandırılması gerektiğinin gözetilmeksizin, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 06.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.