YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/10537
KARAR NO : 2014/11792
KARAR TARİHİ : 14.05.2014
Tebliğname no : 12 – 2013/100744
Mahkemesi : Milas 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 20/05/2010
Numarası : 2009/148 – 2010/411
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan ve şikayetçi vekilleri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suçtan zarar gören “Kültür ve Turizm Bakanlığı” adına davaya katılma talebinde bulunulduğu ve yapılan talebe atfen şikayetçi kurumun katılan olarak kabulüne karar verildiği gözetilmeksizin, gerekçeli karar başlığında “H.. H..’nin” katılan olarak belirtilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak kabul edilmiş, 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçlarında doğrudan doğruya zarar görmeyen ve katılan sıfatı bulunmayan Milas Belediye Başkanlığı’nın, temyiz isteminin 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince, halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca REDDİNE, karar verilerek yapılan temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin, yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı, belirtilen değişiklik öncesinde işlenen suçlar bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, İzmir Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 09/09/1998 gün 7998 sayılı kararı ile 3. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde ve aynı zamanda
Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu’nun 13/04/1985 gün 916 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli yapının üzerindeki parselin bitişiğinde bulunan, Muğla İli, Milas İlçesi, Hoca Bedrettin Mahallesi, İnönü Caddesi, 700 ada 71 parsel sayılı taşınmazda yer alan yapıdaki mevcut tuvaletlerin üzerine ruhsat ve izin almaksızın 20.97 m2 ebatlarında, sıvası bitmiş, kapı ve pencereleri takılmış halde kaçak bina inşa edildiğinden bahisle açılan kamu davası ile ilgili olarak, sanığın dosya kapsamında mevcut savunmalarında, bahse konu arazinin sit alanı sınırları dahilinde yer aldığını bilmediğine ilişkin beyanları karşısında, suça konu taşınmazın tapu kaydının bir örneği, beyanlar hanesi gözükecek şekilde dosyaya getirtilip, beyanlar hanesine korunması gerekli kültür varlığı şerhinin işlenmiş olup olmadığı hususu belirlenip, sanığın, tescil kararının ilan edildiği tarih itibariyle ve uzun zamandır bahse konu bölgede yaşayıp yaşamadığı, bölgenin bu niteliğinin çevrede yaşayan kişiler tarafından yaygın olarak bilinip bilinmediği araştırılıp, nihayetinde, inşai müdahale gerçekleştirilen yerin 3. derece arkeolojik sit alanı içerisinde kaldığının sanık tarafından bilinmesi gerekip gerekmediğinin tereddütsüz biçimde tespiti ile aynı taşınmazla ilgili olarak Milas 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/547 sayılı dosyası üzerinden de yargılama yapıldığı görülmekle, dosyalardaki mevcut suç tutanakları ile hukuki kesintinin oluşmasını sağlayan iddianamelere konu eylemler incelenerek, her birinin aynı inşai ve fiziki müdahalelere yönelik olup olmadığı, aralarında hukuki kesintinin oluşup oluşmadığı hususu açıklığa kavuşturulup, gerektiğinde her iki dosya birleştirilerek TCK’nın 43. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerin uygulanıp uygulanmayacağı hususu tartışılarak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Bünyesinde koruma, uygulama denetim büroları kurulan idarelerden izin almaksızın veya izne aykırı olarak izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunanların, 2863 sayılı Kanunun 65/d maddesi gereğince cezalandırılması gerekeceği, bu kapsamda, suça konu taşınmazın bulunduğu ilde suç tarihi itibariyle İl Özel İdaresi bünyesinde koruma, uygulama denetim bürosu kurulup kurulmadığı araştırılıp, eğer kurulmuş ise, taşınmazın bulunduğu yerin İl Özel İdaresi bünyesinde kurulan koruma, uygulama denetim bürosunun sorumluluk alanı kapsamında olup olmadığı hususu tespit edilip, hükümden sonra, 08.10.2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1 ve 65/4 maddeleri gereğince sanığın hukuki durumunun yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
1- Sanık hakkında tayin edilen gün para cezasının miktarı belirlenirken uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 232/6 maddesine muhalefet edilmesi,
2-5237 sayılı TCK’nın 53/1-c maddesinde belirtilen güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca cezası ertelenen hükümlü hakkında sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağı gözetilmeksizin, anılan hak yoksunluğunun tamamen uygulama dışı bırakılması,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 14/05/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.