YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/10293
KARAR NO : 2014/1505
KARAR TARİHİ : 27.01.2014
Tebliğname No : 4 – 2011/137150
Mahkemesi : Kiğı Sulh Ceza Mahkemesi
Karar Tarihi : 26.11.2010
Numarası : 2009/78 -2010/124
Suç : Aleni olmayan söyleşiyi kayda alma
Aleni olmayan söyleşiyi kayda alma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
İki veya daha fazla kişinin, başkalarının bilmeyeceği ve sınırlı bir dinleyici çevresi dışına çıkmayacağı yönünde haklı bir inanç ve iradeyle hareket ederek, herhangi bir aracı vasıta olarak kullanmadan, yüz yüze gerçekleştirdikleri, ancak özel bir çaba gösterilerek duyulabilecek, aleni olmayan, söze dayalı, sesli düşünce açıklamalarının, konuşmanın tarafı olmayan kişi veya kişilerce, ilgilisinin rızası olmaksızın, elverişli bir aletle (sesli bir açıklamayı kuvvetlendirerek veya naklederek onu ses alanının dışına çıkartıp doğrudan doğruya algılanabilir hale getirmeye yarayan her türlü düzenekle) dinlenmesi veya akustik olarak tekrar dinlenebilmesi imkanını sağlayan bir aletle kaydedilmesi TCK’nın 133/1. maddesinde; en az üç veya daha fazla kişinin, yüz yüze gerçekleştirdikleri, aleni olmayan, söze dayalı düşünce aktarımlarının, söyleşinin tarafı olan kişi veya kişilerce, ilgililerinin rızası olmaksızın, bir aletle kaydedilmesi aynı Kanunun 133/2. maddesinde kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması başlığı altında suç olarak tanımlanmıştır. Söyleşiden farklı olarak, iki kişi arasında da gerçekleşebilecek olan konuşmada, konuşan tarafların, aralarında geçen sözleri kaydetmesi, TCK’nın 133/1. maddesi kapsamında suç olarak tanımlanmamış olup, koşulları bulunduğu takdirde eylem aynı Kanunun 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturabilir. Elverişli bir aletle dinlenilen veya kaydedilen konuşma veya söyleşiden elde edilen bilgiler sayesinde kendi veya üçüncü kişi lehine, maddi ya da manevi yarar, yani; fayda veya avantaj sağlanması; bu bilgilerin, menfaat karşılığı olsun ya da olmasın, ilgilisi dışındaki kişi veya kişilere verilmesi ya da diğer kişilerin dolaylı olarak bilgi edinmelerinin temin edilmesi TCK’nın 133/3. maddesinde ayrıca suç olarak tanımlanmış olup, hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 80. maddesi ile TCK’nın 133/3. maddesinde yapılan değişiklikle kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verilerin hukuka aykırı olarak ifşa edilmesi eylemi suç olarak düzenlenmiştir.
Bu açıklamalar ışığında incelenen dosya kapsamına ve aksi kanıtlanamayan savunmaya göre; olay tarihinde Halk Eğitim Müdürü olarak görev yapan sanığın, kursiyerlerden birinin hakkında hakaret ve iftira suçu kapsamında kalacak şekilde sözler sarf ettiğini duyması üzerine, katılan ve tanıklar A.. T.. ve A.. K.. bu konu hakkında konuştuğu, bu kişilerin tanıklık yapamayacaklarını söylemeleri üzerine, katılan ve tanıklar ile birlikte yaptığı konuşmayı, ses kaydetme fonksiyonunu açık bıraktığı cep telefonu aracılığıyla gizlice kaydettikten sonra, bu ses kaydından oluşturduğu CD’yi, hakkında hakaret ve iftirada bulunan kursiyer hakkında şikayet dilekçesi vermesini müteakip başlatılan adli soruşturma kapsamında Cumhuriyet Başsavcılığına teslim ettiği, daha sonra her iki evrakın soruşturma aşamasında tefrik edilerek, katılanın sanık hakkında şikayetçi olması üzerine, aleni olmayan söyleşiyi kayda alma suçundan dava açılması şeklinde gerçekleşen olayda;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, eksik incelemeye ve sair nedenlere ilişkin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
Tarafı olduğu söyleşiyi gizlice kaydedip, bu söyleşiyi içeren CD’yi, katılanın bilgisi ve rızası dışında, Cumhuriyet Başsavcılığına teslim eden sanığın eylemlerinin TCK’nın 133/2-3. maddelerinde düzenlenen kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu kapsamında değerlendirilebileceği; ancak, bahse konu söyleşiyi içeren CD’yi, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı ve/veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, kendisine karşı suç işlenmekte olduğuna dair iddiasını ispatlama ve kaybolma olasılığı bulunan delillerin muhafazasını sağlama amacını taşıyan eylemlerinde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiği kabul edilemeyeceğinden sanık hakkında beraat kararı verilmesi yerine yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 27.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.