Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2013/10272 E. 2014/10506 K. 30.04.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2013/10272
KARAR NO : 2014/10506
KARAR TARİHİ : 30.04.2014

Tebliğname no : 7 – 2011/209462
Mahkemesi : Edirne 3. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 10/02/2011
Numarası : 2009/385 – 2011/49
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
11/08/2007 olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında 01/07/2009 olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak değerlendirilmiştir.
Katılan K.. B.. vekilinin hükmü temyiz ettikten sonra 14/03/2011 havale tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden vazgeçmesi karşısında, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’nın 317. maddesi uyarınca katılan Kütür ve Turizm Bakanlığı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilerek yapılan temyiz incelemesinde;
Edirne Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 04/07/2003 gün 7697 sayılı kararı ile kentsel sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde yer alan ve aynı zamanda korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı niteliğine haiz yapının yanında bulunan, Edine İli, Merkez Yeni Mahalle, Hükümet Caddesi, .. ada 4.. parsel sayılı taşınmaz üzerine yapılmak istenen binaya ilişkin aynı Kurul’un, 28/04/2006 gün 863 sayılı kararı ile onaylanan projesine aykırı olarak, kapısındaki kolonun kaldırılıp giriş yerinin değiştirildiği, asansör eklendiği ve çatı kısmının kullanılmaya başlandığının tespit edilmesi üzerine sanık hakkında açılan kamu davası ile ilgili olarak, görevlendirilen inşaat mühendisi bilirkişi raporunda, suça konu uygulamaların 2863 sayılı Kanunun 9. madde kapsamında inşai ve fiziki müdahale niteliğinde olduğunun belirtildiği, sanığın savunmalarında, 2007 yılında bahse konu binayı bir şirkete kiralamak amacıyla anlaştıklarını, ancak bu şirketin projede bir takım değişiklikler yapılması gerektiğini kendilerine söylediğini, bunun üzerine belirtilen değişikliklerin yapılması için ilgili Koruma Kurulu’na başvurduklarını ancak tekliflerinin kabul edilmediğini, bu arada değişiklikleri yapıp uyguladıklarını beyan ettiği, dosya kapsamı itibariyle, sanığın, kentsel sit alanında yer alan ve aynı zamanda korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli yapının yanında bulunan taşınmaz üzerindeki binanın projesine aykırı olarak, inşai ve fiziki müdahalede bulunduğu, anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Bünyesinde koruma, uygulama denetim büroları kurulan idarelerden izin almaksızın veya izne aykırı olarak izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunanların, 2863 sayılı Kanunun 65/d maddesi gereğince cezalandırılması gerekeceği, bu kapsamda, suça konu taşınmazın bulunduğu ilde suç tarihi itibariyle İl Özel İdaresi bünyesinde koruma, uygulama denetim bürosu kurulup kurulmadığı araştırılıp, eğer kurulmuş ise, taşınmazın bulunduğu yerin İl Özel İdaresi bünyesinde kurulan koruma, uygulama denetim bürosunun sorumluluk alanı kapsamında olup olmadığı hususu tespit edilip, hükümden sonra, 08.10.2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1 ve 65/4 maddeleri gereğince sanığın hukuki durumunun yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
2-5237 sayılı TCK’nın 51/7. maddesi uyarınca denetim süresi içinde sanığın kasıtlı bir suç işlemesi ve kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine, denetim süresi içerisinde işlenecek ikinci suçtan dolayı hüküm veren mahkeme tarafından karar verileceği gözetilmeden, infazı kısıtlar şekilde, denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlenmesi halinde cezanın infaz kurumunda çektirilmesine karar verilmesi,
3-5237 sayılı TCK’nın 61. maddesi gereğince iki sınır arasında temel ceza belirlenirken, suçun işlenmesindeki özellikler dikkate alınmak suretiyle hapis cezasının asgari hadden belirlendiği gözetilmeksizin, aynı gerekçelerle adli para cezasının asgari hadden uzaklaşılarak belirlenmesi suretiyle hükümde çelişkiye neden olunması,
4-5237 sayılı TCK’nın 53/1-c maddesinde belirtilen güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca cezası ertelenen hükümlü hakkında sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağı gözetilmeksizin, anılan hak yoksunluğunun tamamen uygulama dışı bırakılması,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 30/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.