Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2012/8386 E. 2014/14570 K. 12.06.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/8386
KARAR NO : 2014/14570
KARAR TARİHİ : 12.06.2014

Tebliğname no : 9 – 2009/294487
Mahkemesi : Kuşadası 1. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 21/11/2008
Numarası : 2007/343 – 2008/564
Suç : Taksirle öldürme

Taksirle öldürme suçundan sanığın mahkûmiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Oluşa ve kabule göre; sanığın otel müsteciri olup, otele müşteri getirilmesi için taksi işleten ölenle, olay günü 02:30 sularında durağa gelerek ücret konusunda pazarlık yaptığı, anlaşma sağlanamayınca münakaşa etmeye başladıkları ve karşılıklı olarak birbirlerine vurdukları sanığın elinde bulunan telefon ile vurması sonucu ölenin başının kanaması üzerine Devlet Hastanesi acil servisine giden ölenin, kavgada yaralandığından bahsetmeden düştüğünü söyleyerek kafasına pansuman yaptırıp gitmek istediğini beyan ettiği, ölenin muayene sonrasında taksi durağına gelerek doktorun kendisine istirahat önerdiğini tansiyonunun yüksek olduğunu söyleyip evine gitmesinden sonra, aynı gün sabah 08:00 sıralarında evinde rahatsızlanması üzerine, oğlu B.. B..’in taksi durağından temin ettiği araç ile öleni hastaneye götürdüğü sırada kendinden geçtiği hastanede 09:11 de çekilen kalp grafisinde ölü olduğunun tespit edildiği olayda;
İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 1. İhtisas Kurulunun 08.06.2007 tarihli raporunda, ölenin ölümünün, kendinde mevcut kalp damar akciğer hastalığının olayın efor ve stresiyle akut hale geçmesinden ileri geldiği, olay anına kadar yaşamını sürdüren kişinin olay nedeniyle kısa sürede öldüğü göz önüne alındığında olay ile ölüm arasında illiyet bağı bulunduğu ancak lezyonların basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek düzeyde hafif nitelikte bulunduğu belirtilmiş ise de, yaşanan kavga olayı ile ölüm arasında illiyet bağının kurulmuş olmasının, olayın meydana gelmesinden sonra geçen süre ve bu süreç içerisinde ölenin hastanede muayene olması da nazara alındığında, sanığı meydana gelen ölüm sonucundan sorumlu tutmak için yeterli olmadığı, ölenin kalp damar rahatsızlığının oğlu B.. B.. tarafından dahi bilinmediği bu itibarla, sanığın üzerine atılı taksirle öldürme suçunun yasal unsurlarlarının somut olayda gerçekleşmediği; sanığın eyleminin TCK’nın 86/2. maddesinde tanımlanan kasten yaralama suçunu oluşturduğu düşünülmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak CMUK’nun 326/son maddesinin gözetilmesi koşuluyla BOZULMASINA, 12.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.