Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2012/34141 E. 2013/7108 K. 21.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/34141
KARAR NO : 2013/7108
KARAR TARİHİ : 21.03.2013

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi

Trafik güvenliğini kasten tehlikeye sokma ve iftira suçlarından sanık …’nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 267/1, 179/1-2, 62/1. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 500,00 Türk Lirası adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, sanığın 5 yıl süreyle denetim süresine tabi tutulmasına dair Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesinin 14.02.2012 tarihli ve 2011/658 esas, 2012/94 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
Dosya kapsamına göre;
1- Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 11.10.2011 tarihli ve 2011/70898 soruşturma, 2011/38345 esas, 2011/14554 sayılı iddianamesiyle sanığın alkol ve uyuşturucu maddenin etkisi altındayken … kullanma, iftira ve taksirle yaralama suçlarından cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmasına rağmen, mahkemece verilen kararın gerekçe kısmında fikri içtimanın oluştuğu, sanığın işlediği bir fiille birden fazla suçun oluşmasına neden olduğu ve bu suçlardan trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçunun daha ağır olması nedeniyle, sanığın bu suçtan cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmış ise de, taksirle yaralama suçundan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu uyarınca denetime imkan verecek biçimde bir hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2- 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 179. maddesinde tanımlanan suçun kasıtlı işlenen suçlardan olduğu, taksirle yaralama ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarının geçişli suç olarak düzenlenmediği, 179. maddedeki suçun somut tehlike suçu olduğu, tehlike gerçekleştikten sonra ancak gerçekleşen eylemden dolayı hüküm kurulabileceği, somut olayda sanığın alkollü kullandığı araçla seyir halindeyken katılanın oğlunun yaralanmasına neden olduğu ve zarar suçunun oluştuğu nazara alındığında, taksirle yaralama suçu yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının 5271 sayılı Kanunun 231/6. maddesinde yer alan objektif unsurun gerçekleşmediği anlaşılmakla sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 11.06.2012 tarih ve 2012/10277/34734 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.06.2012 tarih ve 2012/168038 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Kanun yararına bozma istemine konu edilen Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesinin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin 14.02.2012 tarihli ve 2011/658 esas, 2012/94 sayılı kararının bozma istemine dayanarak düzenlenen tebliğname doğrultusunda incelenebilmesi için, bu karara karşı yapılan itiraz üzerine Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi 05.03.2012 tarih ve 2012/107 Değişik iş sayılı kararının incelenmesinde zorunluluk bulunduğu ve bu karara karşı kanun yararına bozma isteminde bulunulmamış olduğu anlaşılmakla, bu karara karşı da 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca kanun yararına bozma yoluna gidilip gidilmeyeceğinin takdirinden sonra gönderilmesinin temini için dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.