Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2012/34001 E. 2013/4509 K. 26.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/34001
KARAR NO : 2013/4509
KARAR TARİHİ : 26.02.2013

Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminat
Hüküm : Davanın REDDİ

Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Dava, 466 sayılı Kanun hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkin olup; Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2009/256 Esas ve 2010/57 sayılı kararında 466 sayılı Kanunun 2. maddesindeki üç aylık sürenin başlangıcı için 21/04/1975 tarih ve 3-5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına atıf yapılarak kesinleşen beraat kararından davacının haberdar olmasının aranması gerektiği şeklindedir. Ancak adı geçen kararda tazminat davasının ne zamana kadar açılması gerektiğine dair bir açıklama yoktur. Borçlar Kanununun 60. maddesinde tazminat davasının, zarar verici fiil veya olayın vukuundan itibaren her halde 10 yıl sonra zaman aşımına uğrayacağı kabul edilmiştir. Kanun dışı yakalanan veya tutuklanan kimseler bakımından, devletin yaptığı yakalama veya tutuklama haksız fiili ceza davasının kesinleşmesi ile netleştiğinden bu tarih olayın vuku tarihi olup, bu tarihten itibaren 10 yıl dolduktan sonra 466 sayılı Kanuna göre tazminat istenemeyecektir. İncelemeye konu olan dosya kapsamına göre kesinleşmiş beraat kararının davacıya tebliğ edildiğinin anlaşılmaması ve tazminat davasına dayanak teşkil eden mahkeme dosyasındaki kesinleşme şerhine göre davacı hakkındaki beraat kararının 25.11.1999 tarihinde kesinleştiği, davacı … için davanın 17.03.2011 tarihinde, -10 yıl dolduktan sonra- açıldığının anlaşılması karşısında davanın süre yönünden reddine dair verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede,
Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre; davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;
Davanın tümüyle reddedilmesi karşısında, davalı hazine yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu konuda hüküm kurulmaması,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK’un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının ikinci bendinden sonra gelmek üzere, 3. bent olarak “Avukatlık Asgari Ücreti Tarifesine göre karar tarihinde geçerli olan 2.200 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı hazineye verilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün, isteme aykırı olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 26.02.2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.