YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/33110
KARAR NO : 2014/17678
KARAR TARİHİ : 12.09.2014
Tebliğname no : 12 – 2011/305069
Mahkemesi : Beykoz 2. Asliye Ceza Mahkemesi
Tarihi : 07/03/2011
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suçtan zarar gören Kültür ve Turizm Bakanlığı adına davaya katılma talebinde bulunulduğu ve yapılan talebe atfen şikayetçi kurumun katılan olarak kabulüne karar verildiği gözetilmeksizin, gerekçeli karar başlığında İ.. M..nün katılan olarak gösterilmesi mahallinde düzeltilebilir yazım hatası olarak değerlendirilmiştir.
Suç tarihinde, sanık tarafından, İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 15.11.1995 tarih ve 7755 sayılı kararı ile aynı kurulun 05/06/1996 tarih ve 8284 sayılı kararı ekinde yer alan 1/2500 ölçekli sit derecelendirme paftasına göre 1. derece doğal sit alanı içerisinde bulunan, .. İlçesi, .. Beldesi, .. Mahallesi, .. Caddesi, .. Sokakta yer alan, 6831 sayılı Orman Kanunun 2/B maddesi kapsamında maliye hazinesi adına orman dışına çıkarılan taşınmazın 2.000 m2 lik kısmına, toprak dökülmüş olduğu, toprak dökümü yapılan alanın güney ve güney batı cephesine takriben 3 metre yüksekliğinde 70-80 metre uzunluğunda, 40 cm genişliğinde taş duvar yapıldığı hususlarının tespit edildiği, mahkemece icra edilen keşfe katılan fen ve inşaat mühendisi bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlar ile 29.5.2010 tarihi öncesinde başlanılan, keşif tarihi itibarıyla yapımı devam eden taş istinat duvarı imalatının, inşaat ruhsatına tabi işlerden olduğu, ancak üzerinde bulunduğu arazinin mülkiyet bakımından ruhsat alınamayacağı, sit alanına hafriyat dökümü ve taş duvar imalatının sit alanına ” inşai ve fiziki müdahale” teşkil ettiği ve doğal yapının bütünlüğünü bozucu nitelikte olduğu, duvarın kaldırılması halinde bozulan doğal yapının eski haline gelmesinin mümkün olmadığı hususlarının belirlendiği, sanığın savunmasında, suça konu hafriyatın başkaları tarafından döküldüğünü, istinat duvarı inşaatını abisi ile birlikte yaptıklarını beyan ettiği,
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı, belirtilen değişiklik öncesinde işlenen
suçlar bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği,
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında suça konu taşınmazın maliye hazinesi adına kayıtlı olması nedeniyle eylemin hukuka uygun bir zeminde icra edilmediği ve eylemin izne bağlanmasının mümkün olmadığı, kaldı ki sanığın, en geç tutanak tarihinde suça konu taşınmazın sit alanı içerisinde yer aldığı hususunu öğrenmesine rağmen inşai faaliyete devam ettiği, sanığın iyi niyetle hareket ettiğinin kabul olunamayacağı, mahkemece sanığın atılı suçtan mahkumiyetine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Hükümden sonra, 11/10/2013 günlü Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun’da, 65/1 ve 65/4 maddelerinin uygulanmasına ilişkin olarak getirilen değişiklikler karşısında, sanığın hukuki durumunun yeniden tayin ve takdirinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 12/09/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.