Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2012/30170 E. 2013/16934 K. 20.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/30170
KARAR NO : 2013/16934
KARAR TARİHİ : 20.06.2013

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama, Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : 5237 sayılı TCK’nın 179/2-3, 62, 50/1-a 52/2-4, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık, taksirle yaralama suçu yönünden ise mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Cumhuriyet savcılarının nezdinde görev yaptıkları Asliye Ceza Mahkemesi kararlarına karşı, 5271 sayılı CMK’nın 260/2 ve 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 310. maddesi uyarınca tefhimden itibaren bir hafta içinde kanun yollarına başvuru hakkı mevcut iken, 14.04.2011 tarihinde yürülüğe giren 6217 sayılı Kanun’un 26. maddesi ile 5320 sayılı Kanun’a eklenen Geçici 3. maddesi ile 01.01.2014 tarihine kadar Asliye Ceza Mahkemesinde yapılan duruşmalara Cumhuriyet savcısının bulunmayacağı, ancak verilen hükümlere karşı kanun yollarına başvurabilmesi amacıyla dosyanın Cumhuriyet Başsavcılığına gönderileceği hüküm altına alınmıştır. Bu açık yasal düzenlemeler uyarınca, Cumhuriyet savcılarının nezdinde görev yaptıkları asliye ceza mahkemesi kararlarına karşı hükümlerin Cumhuriyet Başsavcılığına gönderildiği tarihten itibaren bir hafta içinde kanun yollarına başvuru haklarının bulunduğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır. Bu itibarla, Sincan Asliye Ceza Mahkemesince verilen 19.04.2011 tarihli hükmün 09.06.2011 tarihinde görüldüsünü yapan Cumhuriyet savcısının 09.06.2011 tarihli temyiz isteminin süresinde olduğu kabul edilerek sanık ve Cumhuriyet savcısının temyizine göre yapılan incelemede;
Mağdur …’nın idaresindeki araçla kavşaktan dönüşü sırasında kavşakta düz seyreden alkollü halde … kullanan sanığın aracıyla çarpışmaları neticesi mağdurların basit tıbbi müdahale ile giderilebilcek şekilde yaralanmaları ile sonuçlanan olay nedeniyle TCK’nın 89/4, 22/3, 179/3-2. maddeleri gereğince cezalandırılması talebiyle açılan davada mahkemece “şikayetten vazgeçme nedeniyle TCK’nın 89/4, 22/3. maddeleri yönünde cezai yaptırımı gerektiren durum kalmadığı” kabul edilmesine rağmen taksirle yaralama suçundan düşme kararı verilmemesi sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya içeriğine göre; sanığın sabıkasının bulunmadığı ve 29.01.2010 tarihli dilekçe ve ekinde sunulan 5000 Tl tutarında bono ile mağdurların zararının giderilmesi nedeniyle şikayetten vazgeçtiklerinin anlaşılmasına ve sanık ile mağdurların uzlaşma sağladıklarının mahkemece kabulüne rağmen 5728 sayılı Kanunun 562. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın
231. maddesindeki “hükmün açıklanmasının geri bırakılması”na ilişkin düzenlemenin, sanık hakkında uygulanıp uygulanmaması hususunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi,
Kasıtla işlenen suçlarda 5237 sayılı TCK’nın 53/6. maddesi gereğince sürücü belgesinin geri alınması tedbirinin uygulanmasının mümkün olmadığı dikkate alınmaksızın, sanığın sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 20/06/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.