Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2012/28028 E. 2013/4396 K. 26.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/28028
KARAR NO : 2013/4396
KARAR TARİHİ : 26.02.2013

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 65/b, 5237 sayılı TCK’nın 62, 52, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet,

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihinde sanığın, İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun 15/11/1995 tarih ve 7755 sayılı kararı ile 1. derece doğal sit alanı olarak belirlenen sınırlar içerisinde bulunan ve korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı niteliği olmayan binada, ısı izolasyonu amacıyla mantolama ve badana işlemi gerçekleştirdiği, iç cephede alçı ve boya yaptırdığı hususlarının yapı tatil tutanağı ile tespit edildiği, hükme esas alınan inşaat mühendisi ve sanat tarihçi bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlar ile sanık tarafından izinsiz olarak gerçekleştirilen mantolama ve badana uygulamalarının fiziki ve inşai müdahale niteliğinde bulunduğunun, söz konusu imalatların esaslı onarım işlerinden olduğunun ve doğal yapının bütünselliğini bozduğunun belirlendiği anlaşılmakla,
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, sanığın mahkumiyetine karar verilmemesi gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Bozmadan önce yapılan yargılamada suç tarihinde yürürlükte bulunan 2863 sayılı Kanunun 5728 sayılı Kanun ile değişmeden önceki 65/b maddesinde, “iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş milyar liradan on milyar liraya kadar adli para cezası” öngörüldüğü gözetilmeksizin, suç ve karar tarihinde yürürlükte olmayan 2863 sayılı Kanunun 14/07/2004 kabul tarihli 5226 sayılı Kanunun 14.maddesi ile değişik 65/b maddesinin uygulandığı, sonuç olarak sanığın 6000 TL ve 375 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, bozmadan sonra yapılan yargılamada ise sanık lehine olan 2863 sayılı Kanunun 5728 sayılı Kanun ile değişik 65/b maddesinin tatbiki ile birlikte ilk hükme karşı aleyhe temyizin bulunmaması nedeniyle sanığın 6.000 TL ve 375 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin sadece 6.000 TL adli para cezasına hükmedilmesi,
2-Mahkemece, Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 14/09/2009 tarihli bozma ilamı sonrasında suça konu yerin eski hale getirilip getirilmediğinin araştırıldığı, kolluk kuvvetlerince düzenlenen tutanak ve olay yerine ait fotoğraflar ile, sanık tarafından gerçekleştirilen fiziki ve inşai müdahalenin sonlandırıldığının belirlendiği, anılan araştırma sonucuna göre inşaat mühendisi ve sanat tarihçi bilirkişilerce düzenlenen ek raporlarda da, sanığın fiziki ve inşai müdahalede bulunduğu binanın dış cephe duvarının eski hale getirildiğinin, mantolamanın sökülmesi ve kaldırılması halinde de mevcut bina nedeniyle doğal yapının eski hale gelmesinin mümkün olmadığının belirtildiği, sanık hakkında 1. derece doğal sit alanına bina inşa etme eylemi nedeniyle açılmış bir dava bulunmadığından, “suçtan önceki hale getirme” yoluyla zarar gideriminin, ancak dava konusu edilen fiile ilişkin olarak değerlendirilebileceği, sanığın, tescilli olmayan bina üzerinde gerçekleştirdiği müdahaleleri ortadan kaldırarak binayı suçtan önceki hale getirdiği anlaşılmakla, sanığın sabıkasız olduğu da değerlendirilmek suretiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun sanık hakkında uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, bu tür suçlarda kamu zararının giderilmesinin söz konusu olamayacağı şeklindeki dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olamayan gerekçeye dayanılarak, anılan düzenlemenin sanık hakkında uygulanmamasına hükmedilmesi,
3- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin hapis cezasına mahkumiyet halinde uygulanabileceği gözetilmeksizin, sonuç olarak adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verilen sanık hakkında hak yoksunluğuna hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 26/02/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.