Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2012/26523 E. 2013/16616 K. 18.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/26523
KARAR NO : 2013/16616
KARAR TARİHİ : 18.06.2013

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : Beraat.

Taksirle yaralama suçundan sanığın beraatına ilişkin hüküm, katılanlar vekilleri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılanlar vekillerinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Ticari minibüs şoförü olan sanığın saat 15:30 sıralarında Balıkesir istikametine doğru devlet karayolunda seyiri sırasında hafif viraja geldiğinde, zemin üzerine daha önce dökülmüş olan yağın etkisiyle direksiyon hakimiyetini kaybedip karşı şeride girip, karşı istikamette seyir halinde olan … idaresindeki araca çarparak, yan yatması sonucu minibüste bulunan ve sanıktan şikayetçi olmayan yolculardan …, …, …, …, …, … ile sanıktan şikayetçi olan katılan …’ın basit tıbbi müdahale ile giderilebilir derecede; katılanın oğlu …’ın yaşamsal tehlike geçirecek şekilde ve katılan …’ın ise organlarından birinin işlevinin yitirilmesi derecesinde yaralanmalarına neden olduğunun kabul edildiği olay nedeniyle alınan 06.07.2009 tarihli trafikçi bilirkişi raporu ile 24.12.2009 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla aldırılan 04.06.2010 tarihli Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi genişletilmiş uzmanlar komisyonu raporunda “Dosyada yer alan olay yerine ilişkin fotoğraflarda yağ döküntüsü görülmemekle birlikte, yağ döküntüsünün araçların kaymasına neden olmasını önlemek için üzerine toprak döküldüğü iddialarına ilişkin izler bulunmaktadır. Bu veriler karşısında olayda yol üzerinde yağ döküntüsünün bulunduğunun kabulü olaya uygun düşmekte olup, bu durumun kusur üzerindeki etkisini belirlemek gerekmektedir. Olay sırasında minibüste bulunan tanıklar olaya minibüsün hızlı seyretmekte oluşunun etken olduğunu ileri sürmekteyseler de olayın meskün mahal dışında oluşu, virajın hafif oluşu ve minibüsün hızlı seyrettiğine dair bir somut bir tespit olmaması karşısında, bu durumun sadece bir varsayım olacağı ve Heyetimiz böyle varsayıma dayalı kusur atfedilemeyeceği düşüncesiyle, olaya yukarıda açıklandığı şekilde yol üzerine dökülmüş olan yağın tümüyle etken olduğu kanaatine varmıştır.” denilerek sanığın kusurlu olmadığı, zemine öncen dökülmüş bulunan yağın kazanın oluşmasında tam ve asli etken olduğu bildirilmiş ise de;
Katılanlar … ve … ile mağdur …, … ve …’nin aşamalarda değişmeyen ve birbirleriyle tutarlı olan beyanlarında, yolcu olarak bulundukları minibüsün şoförü olan sanığın kaza mahalline yaklaşırken hızlı olduğunu, kaza yapacaklarını hissettiklerini beyan etmeleri, keşif sonrası alınan 06.07.2009 tarihli bilirkişi raporunda sanığın dönemeçlere yaklaşırken hızını düşürmediğinin, 450 m. öncesinde yağ izini görmesi gerektiğinin bildirilmiş olmasına ve sanığın da yolda yağ birikintisini gördüğünü söylemesine rağmen hızını düşürememesi nedeniyle meydana gelen olayda kusurunun bulunduğunu kabulü ile mahkumiyeti yerine 04.06.2010 tarihli rapora dayanılarak tanık anlatımları gözardı edilmek suretiyle sanığın beraatine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince tebliğnamedeki isteme uygun olarak BOZULMASINA, 18/06/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.