Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2012/25427 E. 2013/15774 K. 10.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/25427
KARAR NO : 2013/15774
KARAR TARİHİ : 10.06.2013

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tehdit, Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
Hüküm : 5237 sayılı TCK’nın 106/1-1, 43/1; 136/1, 53/1. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Tehdit ve Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
A) Tehdit suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanığın, internet aracılığıyla tanışarak bir süre arkadaşlık ilişkisi içerisinde bulunduğu katılan … ile arkadaşlıklarının sona ermesinin ardından, katılan … ve katılanın annesi ile ağabeyi diğer katılanları, kısa aralıklarla birden fazla kez telefonla arayarak tehdit ettiği iddiasına konu olayda, sanıkla katılanlar arasında önceye dayalı husumet bulunması ve sanığın da aşamalarda hakkında ileri sürülen iddiaları kabul etmemesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti için, iddianamede sanık ile katılanlar arasında yürütüldüğü belirtilen soruşturma dosyalarının akıbeti sorularak, onaylı örneklerinin temin edilmesi, sanığın iddia olunan suç tarihinde abonesi olduğu telefon hattı araştırılarak, bu tarihten önceki ve sonraki altı aylık görüşme detaylarını gösterir HTS raporunun istenilmesi, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, iddia ve savunmanın doğruluk derecesi açıklığa kavuşturulduktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, salt katılanların beyanlarına itibarla, eksik incelemeye dayalı olarak, sanığın tehdit suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de:
1- 5271 sayılı CMK’nın 226/2. maddesi uyarınca iddianamede yer almayan 5237 sayılı TCK’nın 43/1. maddesinin uygulanabilmesi için sanığa ek savunma hakkı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2- Dairemizce de benimsenen, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250, 2009/13 sayılı kararında belirtildiği üzere; hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilirken 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (c) bendi uyarınca nazara alınacak ‘zarar’ın; kanaat verici, basit bir araştırma ile belirlenebilir maddi zarar olduğu gözetilmeden, “Mağdur tarafın zararı karşılanmadığı anlaşılmakla” şeklinde, soyut ve yetersiz gerekçelerle, sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
B) Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince;
Oluşa ve dosya kapsamına göre; katılan …’in bilgisi ve rızası dışında, ona ait olduğunu belirttiği cep telefonu ve evde kurulu telefon numaraları ile MSN adresini yazıp, üçüncü kişilere, katılan … tarafından oluşturulmuş gibi, tanışma ve görüşme isteğini içerir elektronik posta gönderen sanığın, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu işlediği iddiasına konu olayda; maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenebilmesi için; söz konusu elektronik postaların gönderildiği Atila ve Davut adlı şahısların, olay tarihinde kullandıkları bilgisayarlar üzerinde, bilişim uzmanı üç kişilik bilirkişi marifetiyle inceleme yapılıp, elektronik postayı gönderen bilgisayarın internet servis sağlayıcısı ve internet servis sağlayıcısı tarafından verilen IP adresinin tespit edilmesi, tespit edilen IP adresinin belirtilen tarih ve saatte hangi abone tarafından kullanıldığının ve o abonenin kimlik ve açık adres bilgilerinin belirlenmesi, IP adresini kullanan abonenin sanıkla bağlantısı araştırılıp, gerektiğinde sanığın iş yerinde ve evinde kullandığı bilgisayarlar üzerinde de inceleme yapılarak, bahse konu elektronik postaların sanığın kullanımında olan bilgisayar aracılığıyla gönderilip gönderilmediği hususu açıklığa kavuşturulduktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, katılan …’in arkadaşı tanık Orkun’un, “…Nilüfer’in e-mail adresinden bana mesaj gelince sayfayı açtığımda bir şahıs bana Nilüfer’in sayfası üzerinden ‘Sen Nilüfer’in kardeşi Uğur’un arkadaşı mısın?’ dedi. Ben de ‘evet’ deyince diğer şahıs ‘Sen Uğur’a söyle, onun canını alacağım, Nilüfer’in de çıplak fotoğraflarını herkese dağıtacağım, tüm Çanakkale onun ne kadar orospu olduğunu öğrenecek’ yazılı mesaj gönderdi. Daha sonra mesaj gönderen kişi kendi adresi üzerinde de benimle yazıştı. Bu yazışmalardan daha önceki mesajı gönderenin sanıklardan Murat olduğu şüphesine kapıldım. Kendisi ile de bu konuyu internet üzerinde görüştüğümde Nilüfer ile arkadaşlıkları olduğu, fakat ailesinin karşı çıktığını söyledi.” şeklindeki, kabule konu elektronik postalarla bir ilgisi bulunmayan beyanlarına itibarla, eksik incelemeyle, sanığın verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de:
Katılanlardan, kabule konu eylem nedeniyle ne şekilde zarara uğradıkları ve varsa zararlarının miktarı sorulup, tespit edilen maddi zararı gidermek isteyip istemediği yönünde sanığın beyanı alındıktan sonra, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması düzenlemesinin uygulanıp uygulanmamasına karar verilmesi gerekirken, bu yönde bir araştırma ve tespit yapılmadığı halde, mağdur tarafın zararının karşılanmadığından bahisle, dosya kapsamına uygun düşmeyen yetersiz gerekçelerle, sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.