YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/23463
KARAR NO : 2013/17802
KARAR TARİHİ : 28.06.2013
Mahkemesi :Çocuk Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : 5237 sayılı TCK’nın 179/2, 31/3, 52. maddeleri gereğince mahkumiyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ilişkin hüküm, suça sürüklenen çocuk müdafi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Ehliyeti bulunmayan suça sürüklenen çocuğun bölünmemiş iki yönlü hafif eğimli caddede gece vakti önündeki aracı sollamaya çıktığı sırada, karşı şeritten gelen aracı görüp frene bastığında hakimiyetini kaybedip savrularak karşı yönden gelen mağdur Ali Bayrak idaresindeki otomobile mağdurun şeridinde çarpması sonucu 4 kişinin yaralanmasına neden olduğu olayda; iddianamede sevk maddeleri 5237 sayılı TCK’nın 179/3, 31/3 olarak gösterilmiş ise de;anlatım kısmında suça sürüklenen çocuğun 16/08/2010 tarihli bilirkişi raporuna göre tamamen ve asli kusurlu olduğu, ayrıca sürücü belgesiz … kullanması nedeniyle bilinçli taksir sahibi olduğu ehliyetsiz … kullanmak suretiyle kazaya sebebiyet vererek kişilerin hayat, sağlık ve mal varlığı açısından tehlike oluşturduğu hususlarına yer verilmek suretiyle taksirle yaralama suçunun unsurlarından bahsedildiği, bu suç ile ilgili de suça sürüklenen çocuk hakkında 31.07.2010 tarihinde,mağdurlar……’ın yaralanmaları niteliksiz kabul edilerek,mağdurların şikayetlerinin bulunmaması nedeniyle takipsizlik kararı verildiği, 5237 sayılı TCK’nın 179. maddesinin ikinci fıkrasında suçun tanımının “Kara, deniz, hava veya demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare eden kişi, iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. “şeklinde yapıldığı, bu suç somut tehlike suçu olup, fıkrada belirtilen tehlikelerin oluşumuna sebebiyet verilmesi halinde bu fıkradaki suçun oluşacağı, suça sürüklenen çocuğun sadece ehliyetsiz olarak … kullanmasının müstakilen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu oluşturmayacağı, dosya içeriğinden suça sürüklenen çocuğun seyir sırasındaki hızının da teknik olarak tespit edilmediği, adli raporlarda sanığın alkolsüz olduğunun belirtildiği de göz önüne alınarak, ancak kasıtlı olarak işlenebilen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun unsurlarının oluşmadığı gözetilmeksizin, suça sürüklenen çocuğun atılı suçtan beraati yerine, yazılı şekilde mahkûmiyetine karar verilmesi,
Kabul ve uygulamaya göre de;
İki sınır arasında temel ceza belirlenirken, cezanın alt ve üst sınırını oluşturan ceza miktarları, suçun işleniş biçimi, failin kastının ağırlığı, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığının dikkate alınması esas olup, sabıkası bulunmayan ve mağdurların zararını giderdiğini beyan eden suça sürüklenen çocuğun, suçtan sonraki davranışları,yaralanmaların niteliksiz oluşu,mağdurların şikayetlerinin bulunmaması, suçun işleniş şekli ve maddede öngörülen cezanın alt ve üst sınırı da nazara alınmak suretiyle, TCK’nın 61/1. maddesi uyarınca adalet, hakkaniyet ve nesafet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden asgari haddin çok üzerinde temel ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, suça sürüklenen çocuk müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 28.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.