YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/19994
KARAR NO : 2013/11100
KARAR TARİHİ : 24.04.2013
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : 1-Sanık … hakkında: Beraat,
2-Sanık … hakkında; TCK’nın 89/1,2-b, 62/1, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanık …’un beraatine ve müşteki-sanık …’in mahkumiyetine ilişkin hükümler, müşteki-sanık … müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olayda yaralanan ve 09.03.2010 günlü oturumda ambulans şöförü olan diğer sanık …’tan şikayetçi olduğunu belirten ancak katılma hakkı kendisine hatırlatılmayan müşteki-sanık …’in, 5271 sayılı CMK’nın 260. maddesi uyarınca katılan sıfatını alabilecek surette suçta zarar gören sıfatıyla temyiz hakkının bulunduğu kabul edilerek, olayda yaralanması nedeniyle suçtan doğrudan zarar gördüğü anlaşılan ve hükmü temyiz etmek suretiyle katılma iradesini ortaya koyan müşteki-sanık …’in, 5271 sayılı CMK’nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına, vekili Av. …’un da katılan-sanık vekili olarak kabulüne karar verilerek yapılan incelemede;
1-Katılan-sanık … vekilinin, sanık … hakkındaki beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılama sonunda yüklenen suç açısından failin taksirinin bulunmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan-sanık müdafiinin, olayda sanık …’un kusurlu olduğuna ilişkin, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
2-Katılan-sanık … vekilinin, sanık … hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
İki sınır arasında temel ceza belirlenirken, cezanın alt ve üst sınırını oluşturan ceza miktarları, suçun işleniş biçimi, kusur durumu, meydana gelen zarar ve tehlikenin ağırlığının dikkate alınması esas olup, 15.09.2009 günü saat 08:10 sıralarında 10.5 m genişliğinde, iki yönlü, düz, meskun mahal içi yolda, müşteki-sanık …’in, yönetimindeki otoyla seyri sırasında olay yeri olan kontrolsüz 4 yol kavşağına geldiğinde, arkasından aynı yönde tepe lambası yanar ve sireni açık vaziyette görev halinde gelen ve kendisini geçmeye başlamış olan sanık … yönetimindeki ambulansın duyulur veya görülür işaretini aldığında aracını yolun sağına yanaştırarak ambulansa yol vermesi gerekirken yol vermeyerek, hatalı, tehlikeli ve kurallara aykırı biçimde sola dönüşe başlayıp ambulansın önünü kapatmasıyla çarpışan her iki aracın kontrolden çıkarak ambulansın soldaki eczanenin camekanına çarpması sonucu, ambulans içerisinde hastaya müdahale etmekte olan mağdur doktorun basit tıbbi müdahaleyle giderilebilir şekilde, sanık … e ait otomobilin de bu eczanenin yanındaki katılana ait tuhafiyenin camekanından içeri girerek işyeri içindeki katılan yayaya çarpması neticesi, katılanın (5.) ağır derece kemik kırığıyla yaralanmasına neden olması şeklinde gerçekleşen olayda, dosya arasındaki mahkemece hükme esas alınan ve oluşa uygun Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesi raporuna göre tam kusurlu olan sanık hakkında temel cezanın tayininde adalet, hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilerek asgari hadden uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi, aleyhe temyiz istemi olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık … müdafinin, Adli Tıp Kurumu raporundaki kusur değerlendirmesine ve dayanaklarına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve erteleme hükümlerinin uygulanması gerektiğine ilişkin, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-Sanık hakkında TCK’nın 89/2-b maddesi uyarınca tayin edilen 135 gün karşılığı adli para cezasından TCK’nın 62/1. maddesi uyarınca yapılan indirim sonucu hesap hatası ile neticeten 112 gün adli para cezası yerine 113 gün adli para cezasına ve sonuç olarak da 2.240 TL. yerine 2.160 TL. adli para cezasına hükmedilmesi;
2-Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK’nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan “failin güttüğü amaç ve saik” gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılan-sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hüküm fıkrasının 3 no’lu bendinin 1. alt bendindeki “sanığın kastı, güttüğü amaç” ibarelerinin hükümden çıkartılması; 3. bendindeki “113 gün” ibaresinin “112 gün”, “2.160 TL” ibaresinin “2.240 TL” şeklinde değiştirilmesi suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24/04/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.