Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2012/19949 E. 2013/11103 K. 24.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/19949
KARAR NO : 2013/11103
KARAR TARİHİ : 24.04.2013

Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK’nın 89/1,2-b, 62/1, 51, 53/6. maddeleri gereği mahkumiyet, erteleme, sürücü belgesinin gerialınması

Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
5271 sayılı CMK’nın 226/2 maddesi uyarınca cezaya ek olarak güvenlik tedbirlerinin uygulanabileceği haller ilk defa duruşmada ortaya çıkarsa sanığa ek savunma hakkı verilmesi gerektiği, somut olayda ise sürücü belgesinin geri alınmasının yargılamanın başından beri verilen cezaya ek olarak uygulanabilir nitelikte olması, iddianame içeriği ve iddianamede sevk maddesinde gösterilen TCK’nın 89. maddesinin 2. fıkrasının açıkça aynı maddenin 1. fıkrasına atıfta bulunması nedenleriyle iddianamede TCK’nın 89/1 ve 53/6. madde ve fıkralarının belirtilmemiş olmasının ek savunma gerektirmediği anlaşılmakla, tebliğnamedeki bozma isteyen görüşlere iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin bozma nedenleri dışında kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, bir nedene dayanmayan temyiz itirazlarının reddine, ancak;
16/10/2007 saat 08:00 sıralarında sanığın yönetimindeki otobüs ile, meskun mahal içi, 7 m. genişliğindeki, iki yönlü yolda seyrederek geldiği, bölünmüş ve bölünmemiş iki yolun kesiştiği dört yönlü kontrolsüz kavşakta, solundaki bölünmüş yola girmek için, karşıdan gelen ve duramayacak kadar yaklaşmış olan katılanın yönetimindeki motosikletin yolunu kapatacak şekilde sola dönmek için kontrolsüzce manevra yapması sonucu motosikletli katılanın sanığın otobüsününün sağ yanına çarpıp düşerek, (5.) ağır derecede kemik kırıklarına maruz kalacak şekilde yaralanmasına sebep olması şeklinde gerçekleşen olayda, dosya arasındaki mahkemece hükme esas alınan ve oluşa uygun bilirkişi raporuna göre asli kusurlu olan sanık hakkında, sanığın kusurunun ve sebep olduğu zararın ağırlığı dikkate alınarak temel cezanın tayininde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Olay sonrası sanıkla uzlaşma ve zararını giderme yolunda herhangi bir girişimi olmayan, çelişkili savunmalarında kusursuz olduğunu savunup pişmanlık belirtisi görülmeyen ve duruşmaları takip etmeyip adres değişikliklerini de mahkemeye bildirmemesi nedeniyle ancak yakalama emriyle ve 1,5 yıl sonra talimatla savunması alınabilen ve karar mahkemesince bir kez dahi gözlenemeyen sanık hakkında, “ suçu işledikten sonraki ve yargılama sürecinde gözlemlenen pişmanlık duygusu ve olaydan sonraki davranışları birlikte göz önüne alındığında, cezasının ertelenmesi halinde bir daha suç işlemekten çekineceği yönünde olumlu kanaat oluştuğu ” şeklindeki dosya içeriğiyle uyumsuz ve soyut gerekçeyle, sanık hakkında hükmolunan hürriyeti bağlayıcı cezanın TCK’nın 51. maddesi gereğince ertelenmesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin, sanığın eksik cezalandırıldığına ve hakkındaki cezanın ertelenmemesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmekle, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca, isteme uygun olarak BOZULMASINA, 24/04/2013 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.