YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/19236
KARAR NO : 2013/10016
KARAR TARİHİ : 16.04.2013
Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : Sanığın beraatine ilişkin hüküm ve bu hükme yönelik şikayetçinin temyiz isteminin reddine dair 26.10.2011 ve 07.01.2011 tarihli ek kararlar
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm ve beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin reddine dair 26.10.2011 ve 07.01.2011 tarihli ek kararlar, şikayetçi tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 21 ve Tebligat Tüzüğü’nün 28. maddelerine göre yapılacak tebliğlerde; muhatap veya adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste bulunmazsa, tebliğ memurunun adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar kurulu veya meclisi üyeleri, zabıta amir ve memurlarından tahkik ederek beyanlarını tebliğ tutanağına yazıp altını imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde de bu durumu yazarak kendisinin imzalaması; muhatabın tebliğ adresinde ikamet etmekle birlikte, kısa ya da uzun süreli ve geçici olarak adreste bulunmadığının, tevziat saatlerinden sonra geleceğinin beyan ve bunun tevsik edilmesi halinde ancak; maddede sayılanlardan, örneğin muhtara imza karşılığı tebliğ edilip, 2 numaralı fişin kapıya yapıştırılması ve komşunun durumdan haberdar edilmesi işlemlerine geçilebileceği, somut olay bu çerçevede değerlendirildiğinde, şikayetçinin bilinen adresine çıkartılan “adreste kimse bulunmaması üzerine tebligat imkansızlığı sebebiyle tebliğ zarfı mahalle muhtarı Cengiz Yağ’a teslim edilmiş olup, düzenlenen 2 nolu haber kağıdı muhatabın kapısına yapıştırılarak, en yakın komşusu Murat Kayın haberdar edilmiştir” şeklinde, dağıtıcı ve mahalle muhtarının imzalarını taşıyan tebligatla şikayetçiye 07.01.2011 tarihli ek karar tebliğ olunmak istenmiş ise de, tebliğ memuru, muhatabın adresten geçici mi yoksa sürekli mi ayrıldığını, adreste bulunmama sebebini ve tevziat saatlerinden sonra geleceğini Tebligat Tüzüğü’nün 28. maddesinde sayılan kişilerden sorarak tespit edip, beyan ve imza almadan veya imzadan çekinme durumunu belirlemeden tebliğ işlemlerini tamamlamış olmakla, şikayetçiye yapılan tebligat işleminin geçersiz olduğu, Tebligat Kanunu’nun 32. maddesinin “Tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.” düzenlemesi uyarınca, şikayetçinin 25.10.2011 günü öğrendiğini belirtiği 07.01.2011 tarihli ek karara yönelik 26.10.2011 tarihinde verdiği temyiz dilekçesinin süresinde olduğu gözetilmeden, temyiz isteminin reddine dair verilen 26.10.2011 tarihli ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla, şikayetçinin temyiz isteminin reddine dair verilen 26.10.2011 tarihli ek kararın kaldırılmasına ve şikayetçinin yasal süresinde temyiz isteminde bulunduğuna karar verilmiştir.
Meydana gelen kaza nedeniyle şikayetçinin otomobilinin zarar gördüğü anlaşılmakla, sikayetçinin sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan verilen beraat hükmünü temyiz etme hak ve yetkisi bulunduğu gözetilmeden, temyiz isteminin reddine dair verilen 07.01.2011 tarihli ek kararın usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmakla, şikayetçinin temyiz isteminin reddine dair verilen 07.01.2011 tarihli ek kararın kaldırılmasına karar verilmiş, tebliğnamedeki şikayetçinin suçtan doğrudan zarar görmediğinden temyize hak ve yetkisi olmadığından bahisle ret öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Katılma hakkı kendisine hatırlatılmayan şikayetçinin, 5271 sayılı CMK’nın 260. maddesi uyarınca katılan sıfatını alabilecek surette suçta zarar gören sıfatıyla temyiz hakkının bulunduğu kabul edilerek, aracında meydana gelen maddi hasar nedeniyle suçtan doğrudan zarar gördüğü anlaşılan ve hükmü temyiz etmek suretiyle katılma iradesini ortaya koyan şikayetçinin, 5271 sayılı CMK’nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanın eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine ilişkin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,
Oluşa ve kabule göre; otomobil sürücüsü katılan …’ın, ışık kontrollü kavşakta, kırmızı ışıkta durmayıp, seyir yönüne yanan yeşil ışıkta kavşağa giriş yapan sanık idaresindeki otomobille çarpışması sonucu maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiği olayda; sanığa atılı trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla; yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden, yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olduğundan bahisle, 5271 sayılı CMK’nın 223/2-b maddesi gereğince sanık hakkında beraat hükmü kurulması,
Kanuna aykırı olup, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, A harfiyle belirtilen hükümde yer alan “yüklenen suçun sanık tarafından işlenmediğinin sabit olması nedeniyle CMK 223/2-b” ibaresinin hükümden çıkartılarak, yerine, “yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle 5271 sayılı CMK’nın 223/2-a” ibaresinin yazılması ve hükümdeki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme aykırı olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.