YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/18995
KARAR NO : 2012/26990
KARAR TARİHİ : 12.12.2012
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 67/2, 5237 sayılı TCK’nın 62, 52/2, 63, 53/1-3, 51 maddeleri gereğince mahkumiyet, erteleme
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya içerisinde mevcut olay yeri tespit tutanağına göre, suç tarihinin 12.02.2008 olduğu anlaşılmakla, mahkemece gerekçeli karar başlığında suç tarihinin 13.02.2008 olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir bir eksiklik olarak değerlendirilmiş olup,
5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesinde “Hüküm fıkrasında, 223. maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan Kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, Kanun yollarına başvurma ve tazminat isteme olanağının bulunup bulunmadığının, başvuru olanağı varsa süresi ve merciinin tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir.” şeklinde düzenlemeye yer verilmiş olup; mahkemece sanığın mahkumiyetine karar verilerek mahkumiyete ilişkin uygulanan Kanun ve maddelerinin kısa kararda gösterilmiş bulunması karşısında; tebliğnamedeki “hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı” verilip verilmediğinin kısa kararda gösterilmemesi sebebiyle 5271 sayılı CMK’nın 232/6. maddesine aykırı hareket edildiği düşüncesiyle bozma öneren görüşe iştirak edilmemiştir.
Jandarmanın yaptığı istihbari çalışmalar ile, sanık …’nin elinde tarihi eserler olduğu ve bunları pazarlamak için müşteri aradığının öğrenilmesi üzerine, şahısla iletişime geçilerek, Besni şehir merkezinde görüşme sağlandığı, önceden seri numaraları belirlenen 8 adet 50 YTL’ye, 3 adet sikke, 4 adet yüzük, 2 adet ok ucu, 1 adet mühür olmak üzere 10 adet eserin satın alındığı, yapılan kimlik kontrolünde satış yapılan şahsın, sanık … olduğu, diğer sanık …’nin bu şahsı aracı olarak kullandığının tespit edildiği, dosya içerisinde mevcut bilirkişi raporuna göre, 10 adet eserin tamamının 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gereken kültür varlığı olduklarının bildirildiği anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin eksik incelemeye dayalı karar verildiğine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesindeki “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” düzenlemesi için öngörülen koşulların, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlarla birlikte, denetime olanak verecek şekilde, somut gerekçeler gösterilmek suretiyle değerlendirildikten sonra, sanık hakkında “hükmün açıklanmasının geri bırakılması”na ilişkin düzenlemenin uygulanıp uygulanmayacağına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, mahkemece kanunun amacına aykırı şekilde, sanığın cezasının ertelenmesi sebebiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiği, oysa sanık lehine düzenlemelerden, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının, seçenek yaptırımlardan ve erteleme hükümlerinden önce tartışılması gerektiği, dosya içeriğine göre; sanıkların sabıkalarının olmadığı, dosyaya yansıyan herhangi bir olumsuz kişilik özelliklerinin mevcut olmadığı, söz konusu eserlere verilmiş bir zararın olduğuna dair tespit de yapılmadığı dikkate alındığında “5271 sayılı CMK’nun 231/7 maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen hükümde mahkum olunan hapis cezasının ertelemeyeceği amir kuralının yer alması sanıkların kişilik özellikleri, olayın oluş biçimi ile hükümlünün dava ve hükmolunan cezaya karşı tavırları cezanın sanıklar üzerindeki etkisi ve caydırıcılık ilkesi de nazara alınarak sanıklar hakkında takdiren bir cezaya hükmedilerek ertelenmesinin daha uygun olacağı” şeklindeki, yetersiz gerekçeyle sanıklar hakkında “hükmün açıklanmasının geri bırakılması”na ilişkin düzenlemenin uygulanmamasına karar verilmesi,
2- 5237 sayılı TCK’nın 53/1-c maddesinde belirtilen güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca cezası ertelenen hükümlüler hakkında sadece kendi alt soyları üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağının gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.