Yargıtay Kararı 12. Ceza Dairesi 2012/18499 E. 2013/4589 K. 27.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/18499
KARAR NO : 2013/4589
KARAR TARİHİ : 27.02.2013

Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 1- Sanıklar … ile … hakkında; 2863 sayılı Kanunun 74/1-2. cümle, 5237
sayılı TCK’nın 62, 50/1-a, 52/4 maddeleri gereğince mahkumiyet

2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanık … müdafii, sanıklar, …, …, … tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suç tarihi itibariyle 5728 sayılı Kanunla getirilen değişiklikten önceki 2863 sayılı Kanunun 74/1-2. cümlesinin, “bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis ve yirmibeşbin liradan yüzbin liraya kadar adli para cezası” öngördüğü, 5728 sayılı Kanunla getirilen değişiklikten sonraki 2863 sayılı Kanunun 74/1. cümlesinin “2 yıldan beş yıla kadar hapis cezası” öngördüğü, aynı Kanunun 74/1-2 cümlesi ile “kazı veya sondajın sit alanı veya korunması gerekli bir yer olmaması karşısında 1/3 indirim yapıldıktan sonraki sonuç cezanın “1yıl 4 ay hapis cezası” nın olduğu, dolayısıyla 5728 sayılı değişiklikten önceki 2863 sayılı Kanunun 74/1-2. cümlesinin daha lehe olduğu anlaşılmakla, mahkemenin lehe kanun değerlendirmesinde bir isabetsizlik görülmeyerek, tebliğnamede, 5728 sayılı kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 74/1-son cümlesinin sanıklar lehine olduğu gerekçesiyle bozma öneren görüşe iştirak edilmemiş olup,
Cumhuriyet Savcısı’nın, karar duruşmasında, esas hakkındaki mütaalası dinlenilmeden ve önceki celselerde vermiş olduğu mütalaası sanıklara okunup hatırlatılmadan, yazılı şekilde karar verilmiş ise de, 14.04.2011 gün ve 27905 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, 6217 sayılı Yargı Hizmetlerinin Hızlandırılması Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 26/3 maddesindeki, geçici 3. maddeye göre, “01.01.2014 tarihine kadar, asliye ceza mahkemelerinde yapılan duruşmalarda, Cumhuriyet Savcısı bulunmaz.” hükmü karşısında, tebliğnamede bu hususta bozma öneren görüşe de iştirak edilmemiştir.
Yapılan isithbari çalışmalar neticesinde, sanıkların define aramak amacıyla kazı yaptıklarına dair haberler alınması üzerine, Ovacık (Karabük) Sulh Ceza Mahkemesi’nin, 05.01.2007 tarih, 2007/1 müteferrik sayılı kararıyla, iletişimin tespiti çalışması yapıldığı, elde edilen bulgular neticesinde, suç tarihinde saat 14:30 sıralarında, jandarma görevlilerinin, suç yeri olan, Karabük İli, Ovacık İlçesi, Güneysaz Köyü, Ören Mevkii’ne doğru gittikleri esnada, olay yerine 50 metre mesafede, sanıklar … ile, …’nın yakalandığı, bu esnada sanık … Gülen ile, temyize gelmeyen sanık … …’in olay yerini gizlice izlerken yakalandıkları, olay yerinde 4 metre derinliğinde, 5 metre derinliğinde, 4 metre derinliğinde, 3,5 metre derinliğinde kepçe ile kazılan çukurlar ile, henüz yeni kazılmakta olan, 7 metre uzunluğunda, 5 metre genişliğinde, 3 metre derinliğinde çukurun bulunduğu, bu çukurun kazma küreklerle kazıldığının tespit edildiği, olay yerinde adli emanette kayıtlı bulunan kazma, kürek, manivelanın ele geçirildiği, kazı yeri ile sanıkların yakalandıkları yer arasında ayak izlerinin bulunduğu, sanık …’ın, sanık …’in de olay yerinde bulunduğunu, birlikte kazı yaptıklarını belirttiğinin olay yeri tespit tutanağına bağlandığı, Karabük Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 12.06.2008 tarihli yazısı ile, Karabük İli, Ovacık İlçesi, Güneysaz Köyü, Ören Mevkiinde, kaçak define kazısı sonucu ortaya çıkartılan antik yapı kalıntısının bulunduğu alan, Karabük Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 19.03.2008 tarih ve 816 sayılı kararı ile 1. derece arkeolojik sit alanı ilan edildiğinin bildirildiği anlaşılmakla,
Söz konusu yerin, Karabük Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu’nun 19.03.2008 tarih ve 816 sayılı kararı ile 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edildiği ve 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı olduğunun anlaşılması karşısında, sanıklar hakkında, 2863 sayılı Kanunun 74/1-1. cümlesi gereğince hüküm tesis edilmesi gerekirken, 2863 sayılı Kanun’un 74/1-2. cümle maddesi gereğince eksik ceza tatbik edilmesi, aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar, …, …, …’nın beraat etmeleri gerektiğine, sanık … müdafinin bir sebebe dayanmayan sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanıklar, … ve …hakkında, hüküm tarihinden önce 27.04.2005 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak 01.05.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5335 sayılı Kanunun 22. maddesi ile, 5083 sayılı Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin Para Birimi hakkında Kanun’un 2. maddesine eklenen fıkra ile, “adli ve idari para cezalarının hesaplanması ve ödenmesinde, bir Türk Lirası’nın (1 TL’nin) altında kalan tutarların dikkate alınmayacağı” hükmü gözetilmeksizin, sanıklar hakkında fazla ceza tayin edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık … müdafii ile, sanıklar, …, …, …’nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, bu hususun yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının sanık …’e ilişkin 4. bendinin 3. paragrafı ile, sanık …’ya ilişkin 5. bendin 3. paragrafındaki adli para cezalarının 187 TL olarak değiştirilmesi suretiyle hükümdeki usul ve kanuna uygun bulunan sair hususların aynen bırakılmasına karar verilerek hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 27.02.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.