YARGITAY KARARI
DAİRE : 12. Ceza Dairesi
ESAS NO : 2012/16188
KARAR NO : 2013/9092
KARAR TARİHİ : 08.04.2013
Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle Yaralama
Hüküm : TCK 89/1, 89/2-b, 52/2-4 maddeleri gereğince mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, Mahalli Cumhuriyet Savcısı tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sürücü belgesiz sanığın idaresindeki tescilsiz motosikleti ile meskun mahalde gündüz vakti iki yönlü yolda kendi beyanı ile tanık beyanlarına göre hızlı seyrederken yolun solundaki düğünevi kalabalığı olan yerden sağına karşıya geçmekte olan ve 11,5 metrelik yolun 7,5 metresini katetmiş bulunan 1999 doğumlu mağdur …’a 5 metre fren izi bırakarak kaldırıma 4 metre mesafe kala çarpması sonucu nitelikli yaraladığı olayda, olay yeri, çarpma noktası, fren mesafesi dikkate alındığında sanığın mağdurun aniden önüne çıktığına ilişkin savunmasına itibar edilemeyeceği, trafik kazası tespit tutanağının yeterli ve olayın oluş şekli ile kusur kabulüne uygun olduğu anlaşıldığından, tebliğnamedeki 1 nolu; 5237 sayılı TCK’nın 89. maddesinin 2. fıkrasında yer alan birden fazla nitelikli halin birleşmesi halinde 2. fıkra uyarınca cezanın yarı oranında artırılması gerektiği, mağdurun vücudunda kemik kırığı oluşacak ve yaşamını tehlikeye sokacak nitelikte yaralandığı olay nedeniyle, sanığın 89/2-b-e maddesi yerine 89/2-b madesi gereğince cezalandırılması sonuca etkili görülmediğinden, tebliğnamedeki 2/a ve temel ceza tayin edilirken TCK’nın 89/1 maddesinde seçenek olarak öngörülen cezalardan adli para cezasının tercih edilmiş olması nedeniyle tayin olunan gün karşılığı adli para cezasının adli para cezasına çevrilmesinde isabetsizlik görülmemiş, tebliğnamedeki bozma öneren (2/b) nolu görüşlere iştirak edilmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, Mahalli Cumhuriyet Savcısının eksik inceleme yapıldığına, TCK’nın 62.maddesinin uygulanmamasına ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Sanık hakkında tayin olunan adli para cezasının taksitlendirilmesinde taksit aralığının gösterilmemesi suretiyle TCK’nın 52/4. maddesine aykırı hareket edilmesi,
2- 5320 sayılı Kanunun 5560 sayılı Kanunla değişik 13. maddesinin “Ceza Muhakemesi Kanunu gereğince soruşturma ve kovuşturma makamlarının istemi üzerine baro tarafından görevlendirilen müdafi ve vekile, avukatlık ücret tarifesinden ayrık olarak, Türkiye Barolar Birliğinin görüşü de alınarak Adalet ve Maliye Bakanlıkları tarafından birlikte tespit edilecek ücret, Adalet Bakanlığı bütçesinde bu amaçla yer alan ödenekten ödenir. Bu ücret, yargılama giderlerinden sayılır” yönündeki açık hükmü karşısında mağdur vekilinin CMK’nın 239. maddesi uyarınca baro tarafından atanmış olması nedeniyle, bu miktarın sanıktan yargılama gideri olarak tahsili gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün taksitlendirme konulu 5 nolu paragrafındaki “…sanığın bu adli para cezasını” ibaresinden sonra gelmek üzere “birer ay ara ile” ibaresinin eklenmesi, hükmün yargılama giderleri konulu 7 nolu paragrafındaki “…adli tıp gideri…” ibaresinden sonra gelmek üzere “zorunlu müdafi ücreti 231-TL” ibaresinin eklenerek “toplam 73,00-TL” ibaresinin “toplam 304-TL” olarak değiştirilmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün isteme aykırı olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 08.04.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.